Demo

Yazar: admin

  • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Uluslararası Safranbolu İklim Değişikliği Konferansı’nı Gerçekleştiriyor

    Ülkemizin ev sahipliğinde, 15-17 Aralık 2014 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 5. Çevre Bakanları Toplantısında alınan karar uyarınca, Türkiye tarafından iklim Değişikliği ile ilgili Safranbolu’da Uluslararası İklim Değişikliği Konferansı’nın düzenlenmesi kararı alındı.

    Bu çerçevede, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda EİT Sekretaryası ile EİT Çevre Bilim ve Teknoloji Enstitüsü ile işbirliği içinde Uluslararası Safranbolu İklim Değişikliği Konferansı düzenlenecek.

    25-27 Mart 2015 tarihleri arasında Safranbolu’da gerçekleştirilecek ve 3 gün sürecek Konferansın ilk iki gününde; İklim değişikliğinin etkileri, etkilenebilirlik ve uyum, 2015 yılı sonunda Paris’te kabul edilmesi öngörülen yeni küresel iklim anlaşması, yeni anlaşma için BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi taraflarınca sunulacak olan ulusal katkılara odaklanılarak bu konularda sunumlar yapılacak ve EİT üyesi ülkelerin temsilcileri tarafından da ülke ölçeğinde yapılan çalışmalar anlatılacak.

    Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımlarıyla Konferansın son günü üst düzey oturum gerçekleştirilecek. Ayrıca, Çevre ve Şehircilik Bakanı S İdris Güllüce’nin de katılım sağlayacağı konferansa, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Sekreteri Dr. Renate CHRIST ile BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Strateji Direktörü Halldór THORGEIRSSON’un yanı sıra, EİT üyesi ülkeler ile Balkan ülkeleri, Afrika ülkeleri ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden bakanlar düzeyinde, uluslararası kuruluşlardan ise üst düzey katılım beklenmekte.

    Konferans sonucunda; Bölge ülkelerinin iklim değişikliğinden etkilenebilirliklerinin yüksek ve gelişmekte olan ülkeler olduğu hususlarının vurgulandığı BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ilkeleri ve ülkelerin özgün koşulları çerçevesinde adil ve uygulanabilir bir 2015 Anlaşmasının ortaya konulabilmesi için mümkün olan her türlü çabaya destek verileceğine işaret eden Safranbolu İklim Değişikliği Deklarasyonunun kabul edilmesi öngörülüyor.

    Deklarasyonun, EİT ülkelerinin yeni iklim anlaşmasına ilişkin ortak bildirimi olarak BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryasına sunulması planlanıyor.

    Konferansla ile ilgili detaya http://www.safranboluclimateconference.org/ linkine tıklayarak ulaşılabiliyor.

  • İstanbul’un Gürültü Haritası Çıkarılıyor

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul’un gürültü haritasını çıkarıyor.

    4 Haziran 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği” gereğince nüfusu 100.000’den fazla ve nüfus yoğunluğu kilometrekare başına 1000 kişinin üstünde olan yerleşim alanları için gürültü haritalarının hazırlanması gerekiyor.

    Avrupa Birliği IPA 2009 programında yer alan Çevresel Gürültü Direktifinin Uygulama Kapasitesi İçin Teknik Yardım Projesi ile; İstanbul ilinin de içinde bulunduğu beş büyükşehir için karayolu, demiryolu, endüstri gürültü haritaları hazırlanıyor.

    Proje, Haziran 2013 tarihinde başlamış olup, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile işbirliği ve koordinasyon içinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülüyor.

    Proje kapsamında; gürültü haritalarının hazırlanması için gerekli olan alansal ve kaynak verileri temini çalışmaları devam ediyor. Bu kapsamda Aralık 2015 tarihinde İstanbul İlinin gürültü haritası hazırlanmış olacak.

    İstanbul Atatürk Havalimanının gürültü haritası Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teknik desteği ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlandı.

    Sabiha Gökçen Havalimanı’nın gürültü haritası hazırlama çalışmaları başladı ve 2015 yılı içinde tamamlanması planlanıyor.

    Hazırlanan gürültü haritaları, sorunlu alanların belirlenmesinde ve kontrol tedbirlerini içeren eylem planlarının hazırlanmasında kullanılacak.

  • Sertifikası Olmayan Personel Emisyon ve İmisyon Ölçümü Yapamayacak

    Genel Müdürlüğümüz, Laboratuvar, Ölçüm ve İzleme Dairesi Başkanlığı tarafından 25 Aralık 2013 tarih ve 28862 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevre Ölçüm ve Analiz Laboratuvarları Yeterlik Yönetmeliği” kapsamında; Yeterlik Belgesi verilen Çevre Laboratuvarları çalışanları ile bireysel olarak katılmak isteyen kişilere yönelik,Türkiye Çevre Koruma Vakfı (TÜÇEV) işbirliği ile Antalya İli, Manavgat İlçesinde 22-28.03.2015 tarihlerinde ‘‘Emisyon- İmisyon Ölçümlerinde Kullanılan Standartlar ve Ölçüm Yöntemleri’’ konulu eğitimin birincisi düzenlenecektir.

    ‘‘Çevre Ölçüm ve Analizleri Yeterlik Yönetmeliği’’ Madde 19- 2 kapsamında; Çevre Ölçüm ve Analizleri emisyon-imisyon Laboratuvar sorumluları ile emisyon ve imisyon ölçüm personelinin yapılacak bu eğitimden sonra sertifikalı olma şartı getirildi.

    22-25.03.2015 ve 26-28.03.2015 tarihlerinde iki grup olarak yapılacak ve her bir grupta yaklaşık 200 kişinin katılımı ile gerçekleştirilecek olan bu eğitim, emisyon ve imisyon konularında sektörde şu anda aktif olarak görev yapan teknik personel veya bu sektörde daha sonra çalışmak isteyen özel kişiler veya Bakanlığımıza Çevre Ölçüm ve Analizleri Yeterlik Belgesi başvurusunda bulunacak akredite laboratuvar personelinin katılımlarına yönelik olacaktır.

    Eğitimde; emisyon ve imisyon ölçüm tekniklerinin yanında, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği, Atıkların Yakılmasına İlişkin Yönetmelik ve Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği kapsamında, ölçüm personelleri tarafından dikkat edilmesi gereken hususları da içeren sunumlara da yer verilecektir.

    Söz konusu eğitimden sonra yapılacak sınavda başarı sağlayan personele (70 puan ve üzeri puan alan ) emisyon-imisyon ölçümlerini yapabilmesine yönelik kimlik kartları ve sertifika verilecektir.

  • Çevre Mühendisleri İçin Nisan-Mayıs Aylarında Düzenlenmesi Planlanan Çevre Görevlisi Aday Eğitimi Ön Başvurusu

    21.11.2013 tarih ve 28828 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.01.2014 tarihinde yürürlüğe giren (Değişik:06/05/2014-28992) Çevre Görevlisi, Çevre Yönetim Birimi ve Çevre Danışmanlık Firmaları Hakkında Yönetmelik’ in 6 ncı 7 nci ve 16 ncı maddeleri kapsamında en az 4 (dört) yıllık üniversitelerin çevre mühendisliği bölümünden mezun veya çevre mühendisliği konularında yüksek lisans veya üzeri eğitim almış kişiler için Bakanlığımız tarafından “Çevre Mevzuatı” konulu “Çevre Görevlisi Eğitimleri” düzenlenmesi planlanmaktadır.

    Söz konusu eğitimler için ön talepler alındıktan sonra Nisan veya Mayıs ayları içerisinde yapılması planlanmakta olup; KESİN BAŞVURULAR eğitimin yeri ve tarihi belirlenerek, Bakanlığımız ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü internet adresinden (http://www.csb.gov.tr/gm/ced/) duyurusu yapılacaktır.

    NOTLAR : 
    1- Diğer meslek grupları KATILAMAYACAKTIR
    2- Mevcut Çevre Görevlisi Belgesi olanlar için Vize Eğitimi DEĞİLDİR.
    3- Kesin Başvuru kayıt formu DEĞİLDİR.

    Ön Başvuru Yapmak İçin Tıklayınız.

  • Ömrünü Tamamlamış Araç Geçici Depolama Alanları Hakkında

    Bakanlığımız çevrimiçi yazılımları içerisinde yer alan Kütle Denge Sisteminin (KDS) ömrünü tamamlamış araç geçici depolama alanı geçici faaliyet belgesi veya çevre lisansına sahip tesisler için de kullanımına açıldığından doldurulup doldurulmayacağı konusunda tereddütler yaşandığına ilişkin bilgileri Bakanlığımıza ulaşmaktadır.

    Ömrünü tamamlamış araç geçici depolama alanı geçici faaliyet belgesi veya çevre lisansına sahip tesisler Ömrünü Tamamlamış Araçların Kontrolü Hakkında Yönetmelik kapsamında Ek 4 formlarını eksiksiz olarak doldurularak her yıl Şubat ayı sonuna kadar Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğüne gönderilmesi gerekmekte olup, Kütle Denge Sistemine (KDS) giriş yapmasına gerek bulunmamaktadır.

  • Avrupa Çevre Ajansı Beş Yıllık Raporunu Yayımladı

    AÇA, Türkiye’deki ağaçlandırma kampanyalarından övgüyle söz etti.

    Avrupa Çevre Ajansı (AÇA), “Avrupa’da Çevre: Durum ve Genel Görünüm 2015” raporunu 03 Mart 2015 tarihinde Brüksel’de açıkladı.
    Merkezi Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da bulunan Avrupa Çevre Ajansı’nın yayımladığı rapora göre sera gazı emisyonlarında yüzde 20’lik azalma, enerjinin yüzde 20’sinin yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi ve enerji verimliliğinde yüzde 20 artış öngörüldü.

    Avrupa’daki 39 ülkenin çevre bakanlıkları ve ajansları ile ulusal eylem planları temelinde ortak çalışmalar yürüten AÇA’nın raporunda söz konusu ülkelerle ilgili ayrıntılı bilgilere yer verildi.

    Raporda “Avrupa 2020 Çevre Stratejisi” olarak adlandırılan beş temel hedef “İstihdam: 20–64 yaş grubunun yüzde 7’inin istihdam edilmesi”, “Araştırma ve geliştirme (ARGE): AB’nin GSYH’sinin yüzde 3’ünün ARGE’ye yatırılması”, “İklim değişikliği ve enerjinin sürdürülebilirliği: Sera gazı emisyonlarının 1990’a göre yüzde 20 (şartlar elverişli ise yüzde 30) oranında azaltılması, enerjinin yüzde 20’sinin yenilenebilir enerjiden elde edilmesi ve enerji verimliliğinde yüzde 20 oranında artış”, “Eğitim: Okulu erken bırakma oranının yüzde 10’un altına düşürülmesi ve 30–34 yaş grubunun en az yüzde 40’ının yükseköğrenim mezunu olması” ve “Yoksulluk ve sosyal dışlanmayla mücadele: Yoksulluk ve sosyal dışlanma yaşayan veya yaşama tehlikesi olan kişilerin en az 20 milyon azaltılması” olarak sıralandı.

    AÇA raporunda Türkiye

    Raporda Türkiye’nin, 2007-2010 yılları arasında hava sahasındaki zararlı toz partiküllerinin yüzde 29 oranında azaldığı, asit yağmurlarına neden olan kükürt dioksitin (SO2) yüzde 43’ünün de yok edildiği belirtildi.

    Türkiye’nin su tüketimi konusundaki duyarlılığına işaret edilen raporda 2008’den bu yana su tüketiminin yüzde 4,4 oranında azaldığı ifade edildi.
    Türkiye’nin iklim değişikliği açısından en yüksek risk altında bulunan Doğu Akdeniz bölgesinde yer aldığı anımsatılan raporda iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı önlemlerin en kısa sürede hayata geçirmesinin büyük önem taşıdığı vurgulandı.

    Raporda Türkiye’de orman alanlarının artırılması ve çölleşmeyle mücadele çabalarına katkı sağlayacak kapsamlı ağaçlandırma kampanyalarından da övgüyle bahsedildi.

    Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin zenginliğine dikkat çekilen raporda bu çeşitliliğin korunması için ülkenin kısıtlı olan su kaynaklarının etkili bir şekilde projelendirilmesi önerisi yapıldı.

    Diğer önemli başlıklar

    Birleşmiş Milletler’in küresel nüfusun 2050 yılına kadar 9 milyarı geçmesini öngördüğü anımsatılan raporda 2030’a kadar dünya genelinde malzeme kullanımının 10 kat, enerji ve su talebinin de yüzde 30 ile yüzde 40 arasında artmasının beklendiği kaydedildi.
    Gıda, yem ve elyaf talebinin 2015-2050 arasında yaklaşık yüzde 60 oranında büyüyeceği tahmin edilen raporda esaslı bir politika değişikliği başlatılmaması durumunda kişi başı tarıma elverişli arazilerin yüz ölçümünün her yıl yüzde 1,5 oranında azalacağına dikkat çekildi.
    Küresel yabancı arazi talebi

    Ayrıntılı haritalar kullanılan raporda küresel yabancı arazi taleplerinin kayda değer ölçüde arttığı belirtildi. AÇA, “Gıda, su ve enerji güvenliğiyle ilgili endişelerin, son 5-10 yılda öncelikle gelişmekte olan ülkelerde ulus ötesi arazi edinimlerini körüklediğini” belirtti ve Sierra Lione ile Liberya’nın kullanılabilir tüm tarım arazilerinin yabancılar tarafından satın alındığı örnek gösterildi.
    Raporda 2005-2009 arasında küresel yabancı arazi edinimlerinin toplamda 470 bin kilometrekareye ulaştığı ve söz konusu alanın İspanya’nın yüz ölçümüne yakın olduğu belirtildi. Özellikle Afrika kıtası olmak üzere bazı ülkelerde tarımsal arazinin büyük bir kısmının, çoğu Avrupa, Kuzey Amerika, Çin ve Orta Doğulu yabancı yatırımcılara satıldığı kaydedildi.

  • Emisyon-İmisyon Sertifika Eğitimi Hakkında – 2

    23-25.03.2015 ve 26-28.03.2015 tarihlerinde yapılacak olan emisyon ve imisyon konuları ile ilgili eğitime katılım sağlayan ve 70 ve üzerinde puan alan personele verilecek olan “Emisyon-İmisyon Ölçüm Personeli” kimlik kartında aşağıdaki hususlar uygulanacaktır.

    Söz konusu kimlik kartında; personel ile birlikte bu personelin çalıştığı yetkili laboratuvarların da ismi yazılacaktır. Bu şekilde alınan kimlik kartlarında, personelin ilgili laboratuvardan her hangi bir sebepten dolayı ayrılması sonrasında, bu kimlik belgesinin geçerliliği sona erecektir.

    Eğitime katılım yeterliliği bulunan ve bireysel olarak katılmak isteyen kişiler için düzenlenecek kimlik belgelerinde laboratuvar adı geçmeyecek sadece katılan kişinin ismi yazılacaktır.

    İlgililere Önemle Duyurulur

  • Önemli Duyuru! Tehlikeli Atık Beyan Sistemi

    Atık Üreticileri, 14.03.2005 tarihli ve 25755 sayılı Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği Madde 9-(g) bendi gereği atık beyan formunu her yıl takip eden yılın en geç Mart ayı sonuna kadar bir önceki yıla ait bilgileri içerecek şekilde Bakanlıkça hazırlanan web tabanlı programı kullanarak doldurmak, onaylamak ve çıktısını almak ve beş yıl boyunca bir nüshasını saklamakla yükümlüdür.

    31 Mart 2015 tarihi mesai bitimi itibarıyla Tehlikeli Atık Beyan Sistemi kullanıma kapatılacağından atık üreticilerinin yükümlülüklerini yerine getirmek için beyanlarını bu tarihe kadar tamamlaması gerekmektedir. Bakanlığımız Firma Bilgi Sistemi’ne kayıt olmamış olan atık üreticilerinin de bu tarihten önce beyanlarını tamamlayabilmeleri için en kısa sürede kayıt işlemlerini gerçekleştirmeleri ve beyanlarını yapmaları gerekmektedir.

  • ÇED’de Stratejik Hamle

    Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Amerika ve Avrupa’da da yeni yeni uygulanmaya başlanan Stratejik Çevresel Değerlendirme’ ye (SÇD) geçmeye hazırlandıklarını açıkladı.

    Artık, SÇD ile çevresel değerlendirme en başta yapılacağı için ÇED uygulamalarının da rahatlayacağını ifade eden Bakan Güllüce; “nerelere yatırım yapılacağı çok önceden belli olacak, yatırımcı da tedbirini önceden alarak ÇED sürecine girecek” dedi.

    Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarını yakından ilgilendiren yeni bir uygulama hayata geçireceklerinin altını çizen Bakan Güllüce: “Stratejik Çevresel Değerlendirme adını taşıyan ve SÇD olarak bilinen yeni çalışma, sürdürülebilir kalkınma modeline hizmet edecek en önemli çevre koruma aracı olarak görülüyor” dedi.

    “Çevre duyarlı kalkınma” hedefliyoruz”

    Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce: “Hazırlanacak yönetmelikle de, sürdürülebilir bir çevre için ‘çevre duyarlı kalkınma’ hedefliyoruz” dedi.

    – Daha Büyük Planlama –

    Bakan Güllüce; “SÇD ise, ÇED’in bir üst aşaması olarak biliniyor. ÇED gibi belli bir faaliyete değil, daha geniş bir bölgeyi kapsayacak ölçekte planlanıyor. Hazırlanan taslak yönetmelikte, şeffaf, uzlaşıya dayalı ve daha kaliteli plan ve programların hazırlanması hedefleniyor. Yani bu uygulamanın ÇED sürecini de daha ve etkin hale getirmesi bekleniyor” dedi.

    – Önlemler En Başta Alınacak –

    Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, SÇD sayesinde bölgesel ve geniş ölçekte değerlendirme yapılacağından, hayata geçecek projelerin etkileri de çok önceden ortaya konacak ve gerekli önlemler de planlama aşamasında alınacak. Yani bir bölgenin çevresel planları ele alınırken, daha büyük ölçekten değerlendirmeler yapılarak, her türlü çevresel etki kayıt altına alınacağını belirtti.

    Bakan Güllüce açıklamasına şöyle devam etti: “O bölgedeki yatırım yapılabilecek alanlar, korunması gereken alanlar daha net şekilde önceden belirlenmiş olacak” dedi.

    – Önceden Belirlenen Alana Yatırım Yapılacak –

    Bakan Güllüce, yatırım yapılabilecek alanlar önceden belli olacağı için, yatırımcı da çok önceden tedbirini alarak, ÇED sürecinde olumsuz sonuç çıkacak bir nokta için girişimde bulunmamış olacak. Yapılacak yatırımların orman alanına, tarım alanına, korunan alanlara vb. denk gelmesi durumunda tedbirler daha önceden alınmış olacaktır ifadelerini sözlerine ekledi.

    – 2016’da Uygulanacak –

    Bakan Güllüce; “SÇD’nin, dokuz ayı aşkın süredir dört sektör üzerindeki pilot uygulaması devam ediyor. Su yönetimi, yenilenebilir enerji, tarım ve bölgesel kalkınma şeklinde belirlenen pilot uygulamaların ardından 2016 yılında Bakanlık olarak bu çalışmayı ülke genelinde hayata geçireceğiz” dedi.