Demo

Yazar: admin

  • Emisyon Ölçümü Yapan Çevre Ölçüm Ve Analiz Laboratuvarlarının Dikkatine(3. Eğitim)

    Bakanlığımızca, 25 Aralık 2013 tarih ve 28862 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevre Ölçüm ve Analiz Laboratuvarları Yeterlik Yönetmeliği” kapsamında, Çevre Ölçüm ve Analizleri Yeterlik Belgesi verilen Çevre Laboratuvarlarına emisyon ve imisyon konularında çalışan personeli için Mart 2015 tarihinde iki grup halinde sertifikasyon eğitimi gerçekleştirilmiştir.

    Emisyon ve imisyon ölçümleri yapan ölçüm personelinin sertifikalandırılması amacıyla yapılacak olan ‘’Emisyon-imisyon Ölçümlerinde Kullanılan Standartlar ve Ölçüm Yöntemleri Eğitimi’’  nin üçüncüsü 05-07.10.2015 tarihlerinde yapılacaktır.

    Eğitim organizasyonu TUÇEV Türkiye Çevre Koruma Vakfı tarafından yapılacak olup, eğitim programı, eğitim yeri ve eğitime kayıt ile ilgili ayrıntılar http://tucev.org/ internet sayfasında yer almaktadır.

    Daha önce yapılan duyurularda da belirtildiği üzere emisyon ve imisyon ölçümlerinde çalışacak olan Çevre Ölçüm ve Analizleri emisyon-imisyon laboratuvar sorumluları ile  emisyon ve imisyon ölçüm personelinin, ölçüm yapabilmelerine yönelik sertifikalarının olması şartı aranmaktadır.

    Bu kapsamda; Bakanlığımızca yapılacak olan söz konusu eğitim; Bakanlığımıza Çevre Ölçüm ve Analizleri Yeterlik Belgesi başvurusunda bulunacak akredite laboratuvar veya Yeterlik Belgesine sahip laboratuvar emisyon-imisyon sorumlusu ile emisyon-imisyon ölçüm personeli veya özel olarak çalışmak isteyen personelin de katılımlarına yönelik olacaktır.

    Bu sektörde  ölçüm personeli ve ölçüm sorumlusu olarak halen çalışan veya çalışmak isteyen  laboratuvar personeli ile bireysel başvuru yapacak diğer şahısların, Çevre ve Ölçüm Analizleri Yeterlik Yönetmeliği Madde 20-6 kapsamında belirtildiği üzere üniversitelerin mühendislik, tıp, fen, veterinerlik ve su ürünleri fakültelerinden, meslek yüksek okullarının, meslek liselerinin veya teknik liselerin çevre, kimya, gıda, sağlık, makine ve elektrik/elektronik gibi laboratuvar ile ilgili bölümlerinden mezun olması şartını sağlamaları gerekmektedir.

    Bakanlığımız tarafından yapılacak olan söz konusu eğitime katılım sağlayacak kişilerin http://tucev.org/ internet adresinden kayıtlarını yaptırmaları gerekmektedir.

    İlgililere Önemle Duyurulur.

  • Yetkili Çevre Laboratuvarına “Laboratuvar Yetkilendirme Yazılımı Eğitimi

    Eylül Ayında düzenlenecek olan ve aşağıda detayları bulunan “Laboratuvar Yetkilendirme Yazılımı Eğitimi” ne katılım sağlanması zorunludur. Önemle duyurulur…
    Laboratuvar yetkilendirme yazılımı üst yazısı için tıklayınız.

    Katılımcıların eğitime getrimesi gereken donanım, bilgi ve belgeler için tıklayınız.

    Laboratuvar yetkilendirme yazılımı eğitim grupları için tıklayınız.

  • Baş Doğrulayıcı ve Doğrulayıcı Eğitimi Ön Başvurusu

    Baş Doğrulayıcı ve Doğrulayıcı Eğitimi Ön Başvurusu

    02/04/2015 tarih ve 29314 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sera Gazı Emisyon Raporlarının Doğrulanması ve Doğrulayıcı Kuruluşların Yetkilendirilmesi Tebliği’nin 51 ve 52 nci maddeleri kapsamında “Baş Doğrulayıcı ve Doğrulayıcı Eğitimi” düzenlenmesi planlanmaktadır.

    Söz konusu eğitim, ön başvurular alındıktan sonra, yeri ve tarihi belirlenerek, ön başvuru yapanlarla iletişime geçilecektir.

    NOT:
    *Kesin Başvuru kayıt formu değildir.

    * Ön başvuru yapmayanlar, kesin başvuruda bulunamayacaklardır.

    ***Bakanlık bu ilan ve formda yer alan her türlü bilgi, şart ve ilkelerde değişiklik yapma hakkına sahiptir. Bu nedenle ilgililerin eğitim ve sınav başvurusu sırasında verilecek en güncel bilgi, şart ve ilkeleri dikkate alması esastır.

    İletişim:
    ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü
    Çevre Yeterlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı
    Adres: Vekaletler Cad. No:1 Bakanlıklar / Ankara

    İlgili Personel:
    Mahmut ŞAHİN (Şube Müdürü)
    E-posta:mahmut.sahin@csb.gov.tr
    Telefon: 4101852

    Evren TÜRKMENOĞLU (Çevre ve Şehircilik Uzmanı)
    E-posta:evren.turkmengolu@csb.gov.tr
    Telefon: 4101729

    Sinem TATAR (Biyolog)
    E-posta: sinem.tatar@csb.gov.tr
    Telefon: 4101729

  • Samsun Temiz Hava Merkezine Bağlı 20 Adet Yeni Hava Kalitesi Ölçüm İstasyonu Hizmete Girdi

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hava kalitesinin en doğru şekilde tespit etmek için çalışmalarına devam ediyor. Bakanlık bu bağlamda ülkemizde kurulu bulunan 195 hava kalitesi ölçüm istasyonu sayısını 330’a çıkaracak. Kurulacak olan istasyonlar ile AB normlarının da bir gereği olarak ölçülen parametre sayısının artırılmasını hedefleniyor.

    Türkiye gibi geniş bir coğrafyaya yayılan hava kalitesi izleme ağının hedeflenen istasyon sayısı ile tek bir merkezden yönetilmesi yerine daha etkin ve verimli bir hava kalitesi yönetimi için Türkiye genelinde İstanbul, Samsun, Erzurum, İzmir, Adana, Konya, Ankara, Diyarbakır merkez olmak üzere 8 Temiz Hava Merkezi (THM) kurulması planlandı. Bu plan çerçevesinde İstanbul merkezli Marmara Temiz Hava Merkezi 2011 yılında kuruldu ve çalışmalarına başladı.

    -Samsun Temiz Hava Merkezine Bağlı İstasyon sayısı 29’a çıktı-

    Samsun THM’de ise bölgede gerçekleştirilen hava kalitesi ön değerlendirme projesi sonucuna uygun olarak 20 adet yeni hava kalitesi ölçüm istasyonu 2015 Haziran ayı itibariyle kuruldu. Ölçülen parametre sayısı 2 (PM10, SO2)’den 6 (PM10, PM2.5, NOx, SO2, O3, CO)’ya çıkarıldı. Böylece Samsun THM’ye bağlı Amasya, Çorum, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Sivas ve Tokat illerinde toplam hava kalitesi ölçüm istasyonu sayısı 29’a ulaştı. Buna ilave olarak, Bakanlık tüm hassasiyetleri dikkate alarak bir plan dâhilinde Temiz Hava Merkezlerinin kurulması ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor.

    -Veriler Eşzamanlı Olarak www.havaizleme.gov.tr web Sitesinde Halkın Erişimine Sunuluyor-

    Tüm istasyonlardan elde edilen hava kalitesi ölçüm verileri eş zamanlı olarak www.havaizleme.gov.tr web sitesinde halkın erişimine sunuluyor. Halkın çevresel bilgiye erişim hakkını kutsal addeden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı halkın erişimine açık olan verinin daha kolay anlaşılır ve kullanılır olmasını sağlayacak çalışmalarına da devam etmekte. Halkımız spekülatif haberlere itibar etmemeli, nasıl bir havayı teneffüs ettiğini ve doğru bilgiye ulaşmak için www.havaizleme.gov.tr web sitesini takip etmeye devam etmeli.

     

  • Çevreyi Kirleten Baca Emisyonları Anında İzleniyor

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sanayi tesislerinden çıkan kirletici gazları anlık olarak takibe devam ediyor.

    Emisyonlarında sınır değeri aşan bacalar anlık olarak Bakanlığa bağlı olan Çevre Referans Laboratuvarında görülüyor.

    Sanayi tesisi bacalarından atmosfere atılan kirletici gazların, faaliyetin devam ettiği süre boyunca ölçümü yapılarak elde edilen verileri, sürekli emisyon ölçüm sistemi ile kayıt altına alınıyor.

    -Online izleme merkezine bağlanmayan sanayi tesislerine cezai müeyyideler uygulanacak-

    Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Online izleme merkezimize veri aktarmak için bağlanan tesis sayısı hızla artmakta olup, şu anda 127 tesise ait 402 bacanın sürekli emisyon ölçüm sistemi verileri Bakanlığımız tarafından online olarak izleniyor” dedi.

    Bakan Güllüce açıklamalarına şöyle devam etti: “Online izlemeler ile çevre kirliliği ile mücadelede teknolojinin tüm imkanlarının kullanılarak, etkin bir denetim mekanizması kuruldu. 2016 yılı sonuna kadar online izlenen tesis ve baca sayısının 280 tesis ve 617 bacaya ulaşacak. Yönetmeliklerdeki sınır değerlerin üzerinde kirletici yayan ve belirtilen tarihlerde Bakanlığımız merkezine online olarak bağlanmayan sanayi tesislerine cezai müeyyideler uygulanacak” dedi.

  • Bakan Güllüce: “İklim Değişikliği ile Mücadelede Ülkemiz Üstüne Düşen Görevi Yapmaya Hazırdır”

    Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, “Çevre duyarlılığını, tarihin her döneminde en güzel biçimde gösteren ve küresel sorunlara hiçbir zaman sessiz kalmayan ülkemiz, iklim değişikliğiyle mücadele ve çevrenin korunması kapsamında üzerine düşen görevi yapmaya hazırdır” dedi.

    İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu, Bakan Güllüce’nin başkanlığında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığında toplandı. Toplantıya Türkiye’nin İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar da katıldı.

    Bakan Güllüce, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, küresel iklim değişikliğinin dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu, iklim değişikliğiyle mücadelede ülkelerin işbirliği içinde olmasının önemine dikkat çekti.

    Aşırı hava olaylarına bağlı sorunların insanların hayatlarını tehdit ettiğini belirten Bakan Güllüce, son günlerde dünyanın birçok yerinde iklim değişikliklerinin kendisini farklı tehditlerle gösterdiğini bildirdi.

    Küresel ısınma sebebiyle 2014’ün, son yüzyılın en sıcak yılı olarak kayıtlara geçtiğini anımsatan Bakan Güllüce, “Bu nedenle özellikle içinde bulunduğumuz 2015 yılı, iklim değişikliğiyle küresel mücadele bakımından kritik bir öneme sahiptir. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi çatısı altında olan ülkeler, Kyoto Protokolü yerine 2020 sonrası için yeni bir iklim anlaşmasını kabul etmenin eşiğine gelmiştir” diye konuştu.

    Bakan İdris Güllüce, geçen ay gerçekleştirilen toplantıda, sera gazı emisyonu projeksiyonları ile sektörel azaltım potansiyelleri ve maliyet analizleri çalışmalarının sonuçlarının değerlendirildiğini belirterek, sonuçların İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kuruluna sunulması kararı alındığını anımsattı.

    Sonuçlar üzerinde tartışarak, karara ilişkin nihai yol haritasını belirlemek üzere bir araya geldiklerini ifade eden Bakan Güllüce, bu konuda alınan kararın sadece bakanlığın değil, ülkenin kararı olacağını, yapılacak değerlendirmelerde bu husus dikkate alınarak, yapıcı ve uzlaşmacı davranılması gerektiğini söyledi.

    – “Yeşil bir dönüşüm ve değişim dönemidir”

    “Yeni iklim sürecinde ülkemizin iyi bir şekilde konumlanması ve menfaatlerinin korunması hepimizin önceliğidir ve çok dikkat edeceğimiz bir husustur” diyen Bakan Güllüce, “2015 yılı, kalkınma ve çevre konularına kafa yoranlar için yoğun bir gündem barındırmaktadır. İklim değişikliğiyle mücadelede tarihi bir fırsat ve gayret gösterme dönemidir. Yeşil bir dönüşüm ve değişim dönemidir.”

    Bakan Güllüce, bu dönemde G20 Zirvesi gibi, yoğun kalkınma, çevre ve iklim gündemleri altında ortak gelecek için çalışmalar yürütüleceğine işaret ederek, “Dünyanın en büyük 20 ekonomisi içinde bulunan ülkemiz için de bu yıl kritik öneme sahiptir” dedi.

    İklim değişikliğiyle mücadelenin sadece ekolojik bir mevzu olmadığını, ekonomi, istihdam ve enerji tabanlı geniş bir sektör çalışmasını da barındırdığını ifade eden Bakan Güllüce, Avrupa Yenilenebilir Enerji Konseyi raporuna göre, bu sektörün 2020’de 2,7 milyon, 2030’da 4,4 milyon, 2050’de ise 6,1 milyon kişiyi istihdam edeceğinin öngörüldüğünü aktardı.

    İklim değişikliğinin yalnızca teknolojik yaklaşımlarla çözülemeyeceğini ifade eden Bakan Güllüce, inançlar, değerler ve hissiyatların da önemli olduğunun altını çizdi.

    Bakan Güllüce, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Çevre duyarlılığını tarihin her döneminde en güzel biçimde gösteren ve küresel sorunlara hiçbir zaman sessiz kalmayan ülkemiz, iklim değişikliğiyle mücadele ve çevrenin korunması kapsamında üzerine düşen görevi yapmaya hazırdır. Türkiye, 2020 sonrasına ilişkin yeni anlaşmanın şeffaf, kapsayıcı, adil ve eşitlikçi olması halinde kendi kabiliyetleri doğrultusunda sürece katkı sağlamaya kararlıdır. Bu sürecin kamu, özel sektör kuruluşları, akademik çevreler ve sivil toplum kuruluşlarıyla uyumlu bir şekilde yürütülmesi en büyük temennimizdir.”

    Bakan Güllüce, açılış konuşmasının ardından toplantı salonundan ayrıldı. Toplantıya Başmüzakereci Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar başkanlığında devam edildi.

  • Türkiye’de İlk Defa Denizlerde Radyoaktivite İzleniyo

    Türkiye’de İlk Defa Denizlerde Radyoaktivite İzleniyor

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TÜBİTAK-MAM işbirliği ile yürütülen “Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme Projesi ” kapsamında, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ile de işbirliği halinde, Türkiye’de ilk defa denizlerimizde radyoaktivite ölçümleri gerçekleştiriliyor.

    Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce konuya ilişkin yaptığı açıklamada: “Bakanlığımız ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu arasında yapılan Protokolle Karadeniz ve Akdeniz’de radyoaktivite izleme çalışmalarımız başladı ve toplam 22 noktada radyoaktivite ölçümlerimiz devam etmektedir” dedi.

    Bakan Güllüce açıklamalarına şöyle devam etti “Radyoaktivite ölçümleri antropojenik etkilerin tanımlanabilmesi amacıyla yılda 1 kez su kolonunda ve sedimanda temel radyonüklidler incelenmesi suretiyle yapılıyor. Bu projemizle, Ulusal enerji yatırımları ve radyoaktif madde ile kirlenmiş/kirletilmiş alanların değerlendirilmesi ve ileriye dönük olarak da çalışmaları başlatmış bulunuyoruz ve bu analiz çalışmalarımız devam edecektir” dedi.

  • BASIN AÇIKLAMASI

    Büyük Endüstriyel Kazalar konusunda uygulamadan sorumlu yetkili idareler; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı(ÇŞB), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı(ÇSGB) ile Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi(AFAD) Başkanlığıdır. Avrupa Birliği ülkelerinde de ülkemizdekine benzer şekilde büyük endüstriyel kazalar ile ilgili uygulamalar yetkili otoritelerin koordinasyonu ile yürütülmektedir.

    06 Ağustos 2015 tarihinde bazı basın organlarında Seveso Yönetmeliğinin 2010 tarihinde yayınlandığı ancak yürürlüğe girmediği ve bu kapsamda bulunan yirmibine yakın tesisin olduğuna ilişkin gerçeği yansıtmayan haberler yayınlanmış olup, “Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik” 18 Ağustos 2010 tarihli ve 27676 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve tehlikeli madde bulunduran tesisler bu tarih itibariyle bildirim yapmaktadırlar.

    Ayrıca, tesis sayıları hakkında kamuoyunu yanıltan bilgiler ortaya atılmıştır. Büyük Endüstriyel Kaza riski taşıyan kuruluşların belirlenmesi amacıyla Bakanlığımız Çevre Bilgi Sistemi bünyesinde faaliyet gösteren “Seveso Bildirim Sistemi”ne 06 Ağustos 2015 tarihi itibariyle toplam 8389 adet bildirim yapılmıştır. Bu tesislerin 384 adet üst seviyeli, 486 adet alt seviyeli olmak üzere 870 adet kuruluş yer almaktadır. Bildirimi yapmış 7519 kuruluşkullandıkları maddeler ile depolayabilecekleri madde miktarlarının düşük olmasından dolayı kapsam dışı kalmıştır.

    Üst seviyeli kuruluşlar, hazırlamaları gereken Güvenlik Raporunu hazırlanmasına ilişkin “Büyük Endüstriyel Kazalarla İlgili Hazırlanacak Güvenlik Raporu Tebliği”, 24.01.2015 tarih ve 29246 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Üst seviyeli kuruluşlarda yaşanabilecek kazaların önlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması amacıyla hazırlanacak olan Güvenlik Raporunun incelenmesine ilişkin sorumluluk ÇSGB’dedir.

    Üst seviyeli bir kuruluşta olabilecek kazalara müdahale amacıyla hazırlanacak Dahili Acil Durum Planlarının incelenmesi sorumluluğu Bakanlığımızdadır. Söz konusu kazanın kuruluş dışına taşması durumu Harici Acil Durum Planlarının konusu olup, sorumlu kurum AFAD’dır.

    Alt seviyeli kuruluşlar, hazırlamaları gereken Büyük Kaza Önleme Politikası Belgesine ilişkin “Büyük Kaza Önleme Politika Belgesi Tebliği” 04.08.2015 tarih ve 29435 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

    Bakanlığımızca söz konusu tesisler sürekli denetlenmekte olup, Yönetmelik kapsamında bildirim yapmadığı tespit edilenlere Bakanlığımızca idari yaptırım uygulanmaktadır.

    Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

  • Ülkemizde ömrünü tamamlamış araç yönetim sisteminin geliştirilmesi projesi kapsamında AB standartlarında ömrünü tamamlamış araç arındırma ve söküm eğitim tesisi açılmıştır.

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Ömrünü Tamamlamış Araçların Kontrolü Hakkında Yönetmelik 30/12/2009 tarihli ve 27448 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu Yönetmelikle ömrünü tamamlamış araçların Bakanlığımızdan Geçici Faaliyet Belgesi/Çevre İzin ve Lisansı almış tesislerde depolanması, işlenmesi, geri dönüşümü ve geri kazanımına ilişkin esaslar ve yeni araç tasarımlarında uyulması gereken kriterler belirlenmiştir.

    Türkiye’de araç üreticilerinin yanı sıra hurda araç  sökümü ve araç parça satışını gerçekleştiren sektör için bilgilendirme ve uyumlaştırma çalışmaları da başlamıştır. Bu çalışmalardan biri de Hollanda Hükümeti ile Türkiye arasında “PSO-Enviroment” projeleri kapsamında başlatılmış bulunan ve Bakanlığımızın koordinatörlüğünde hayata geçen “Türkiye’de Ömrünü Tamamlamış Araç Yönetim Sisteminin Geliştirilmesi Projesi”dir. Proje “Business to business B2B” (iş dünyasından iş dünyasına) olarak adlandırılan projelerden biri olup amacı Türkiye ve Hollanda arasındaki ekonomik işbirliğinin arttırılması ve ülkemizdeki ilgili sektörün kapasitesinin arttırılması olarak belirlenmiştir. Bu amaçla proje kapsamında, ülkemizde AB standartlarına uygun bir pilot ömrünü tamamlamış araç arındırma ve söküm merkezi kurulmuştur.

    Bir Türk firması ile Hollanda’dan proje partneri olarak seçilen 2 firmanın işbirliğiyle gerçekleştirilen proje kapsamında kurulan Ömrünü Tamamlamış Araç Arındırma, Söküm Ve Eğitim Tesisi (ÖTASET) Kocaeli ili Gebze ilçesinde 30 Temmuz 2015 tarihinde Çevre Yönetimi Genel Müdürü Sayın Muhammet ECEL ve Hollanda Büyükelçisi Sn. Ron KELLER’in katıldıkları açılış töreni ile hizmete girmiştir. Çevre Yönetimi Genel Müdürü Sayın Muhammet ECEL, açılış töreni öncesinde yapılan açılış konuşmalarında genel atık politikası, ömrünü tamamlamış araçlar ile ilgili ülkemizde yapılan uygulamalar ve bu sektörün ekonomiye sağladığı katkılar hakkında vurgular yapmıştır.

    Açılışı yapılan tesis bünyesinde yer alan eğitim merkezi ülkemizde bir ilk olup, eğitim merkezinde hurda araç arındırma ve söküm işiyle uğraşan tesislerin elemanlarına çevreye duyarlı, iş sağlığı ve güvenliğine uygun arındırma ve söküm teknikleri ile ilgili eğitimler verilecektir. Eğitimler Eylül 2015 tarihi itibariyle başlatılacaktır. Böylece ömrünü tamamlamış araçların arındırma ve söküm işlemlerini daha sağlıklı gerçekleştirilerek söz konusu hurda araçlardan kaynaklanan metal, plastik, cam gibi parçalar hammadde veya yarı mamul olarak ekonomiye tekrar kazandırılabilecektir.

  • İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof.dr. Mehmet Emin Birpınar, Türkiye’yi Temsilen Uluslararası Toplantılara Katıldı

    İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu’nun 9 Nisan 2015 tarihinde, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce başkanlığında gerçekleştirmiş olduğu toplantı da İklim Değişikliği Başmüzakereci seçilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, yurt dışında ülkemizi temsil etmeye devam ediyor.

    Lüksemburg ve Paris’te çeşitli toplantılara katılan Başmüzakereci Birpınar, Enerji ve İklim Konulu Büyük Ekonomiler Forumu, İklim Değişikliği Bakanlar Gayrıresmi İstişare Toplantısı ile Avrupa Birliği Çevre Bakanları Gayrıresmi Toplantısına katıldı.

    -İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Enerji ve İklim Konulu Büyük Ekonomiler Forumunda Türkiye’yi Temsil Etti –

    Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Büyük Ekonomiler Forumu, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Lüksemburg işbirliğinde 18-19 Temmuz 2015 tarihleri arasında Lüksemburg’da düzenlendi.

    Enerji ve iklim değişikliği konularına odaklanılan toplantıda, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Avrupa Birliği, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Kore, Meksika, Güney Afrika, Birleşik Krallık ve ABD gibi gelişmiş ülkelerin yanı sıra Türkiye, Angola, Mısır, Maldivler, Marşal Adaları, Yeni Zelanda, Norveç, Peru, Singapur ve İsviçre bakan veya üst düzey yönetici seviyesinde temsil edildi.

    Toplantıya, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) İcra Direktörü Christiana FIGUERES ve BMİDÇS Sekretaryası üst düzey yetkilileri ile yeni iklim anlaşması oturumları başkanları ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği Ofisi yetkilileri de katılım sağladı.

    Toplantının ana gündemini bu yılın sonunda Paris’te kabul edilmesi beklenen yeni iklim anlaşması oluşturdu. Özellikle iklim değişikliğine uyum, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve eylemin ve desteğin şeffaflığı konuları görüşüldü.

    Oturumlarda İklim Değişikliği Başmüzakerecesi Birpınar, iklim değişikliğine uyumun küresel, bölgesel, ulusal ve yerel boyutları olduğunu, uyuma ilişkin küresel hedef almanın desteklenebileceğini, bununla birlikte henüz üzerinde uzlaşmaya varılmış ölçü birimleri ve göstergeler bulunmadığı için nitel bir hedef belirlemenin bu aşamada mümkün olamayacağını, bunun yerine genel bir hedef belirlenebileceğini ifade etti.

    İklim Değişikliği Başmüzakerecesi Birpınar, şeffaflık ile ilgili olarak ise yeni iklim anlaşmasında şeffaflık sistemini baştan inşa etmemize gerek olmadığını, ulusal bildirimlerin, iki yıllık raporların ve envanterlerin yer aldığı mevcut sistemin eksikliklerinin ve zayıflıklarının giderilmesi ile yeni döneme uyarlanabileceğini, ancak her halükarda yeni dönemin evrensellik ve farklılaştırma prensipleri üzerinde kurulması gerektiğini vurguladı.

    -İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, İklim Değişikliği Bakanlar Gayrıresmi İstişare Toplantısında Türkiye’yi Temsil Etti-

    Bu yılın sonundaki iklim değişikliği müzakerelerine ev sahipliği yapacak olan Fransa tarafından organize edilen İklim Değişikliği Bakanlar Gayrıresmi İstişare Toplantısı, Fransa Dışişleri ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Laurent FABIUS başkanlığında 20-21 Temmuz 2015 tarihlerinde Paris’te gerçekleştirildi.

    Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) tarafı olan yaklaşık 40 ülkenin, bakan veya üst düzey yöneticileri tarafından temsil edildiği toplantıda, Paris’te kabul edilmesi beklenen yeni iklim anlaşmasının genel esasları, taraflar arası farklılaştırma ve sera gazı emisyonlarının azaltılması istekliliğinin artırılması konuları görüşüldü.

    Yeni anlaşmanın genel esasları ile ilgili olarak Birpınar, şeffaf, kapsayıcı, adil, eşitlikçi ve uzun ömürlü bir anlaşmaya ihtiyacımız bulunduğunu, mevcut ek sisteminin miadını doldurduğunu, ulusal katkıların küresel çabalara maksimum katkının sağlanması bakımından çok büyük bir fırsat olduğunu, Taraflar arasında farklılaştırmayı sağlayacak dinamik bir yapı oluşturulması gerektiğini, azaltım ve uyum arasındaki hassas denge kurulması ile gelişmekte olan ülkelerin azaltıma katılım istekliliğinin artırılması için etkin bir finans mekanizmasının elzem olduğunu ifade etti.

    İklim Değişikliği Başmüzakerecesi Birpınar, taraflar arası farklılaştırma ile ilgili olarak yeni anlaşmaya geniş katılımın sağlanması için ulusal şartlara ve önceliklere göre ulusal katkıların taraflarca belirlemesinin önemini, bu anlamda geçen yıl Lima’da alınan kararın bir kilometre taşı olduğunu, yeni iklim rejiminin ulusal katkılar üzerinde temellendirilmesi gerektiğini, tarihsel sorumluluğun farklılaştırma için çok iyi bir başlangıç noktası olabileceğini belirtti.

    Emisyonların azaltılması istekliliğinin artırılmasına ilişkin olarak ise Birpınar, sıcaklık artışının 2 derece ile sınırlandırılması hedefine ulaşmak için istekliliği artırmaya mecbur olunduğunu, etkin bir iklim finansmanı ve şeffaflık rejimi oluşturulabilirse istekliliği artırmada büyük aşamada kaydedileceğini vurguladı.

    -İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Avrupa Birliği Çevre Bakanları Gayrıresmi Toplantısında Türkiye’yi Temsil Etti-

    Avrupa Birliği dönem başkanı Lüksemburg tarafından düzenlenen Avrupa Birliği Çevre Bakanları Gayrıresmi Toplantısı, 22-23 Temmuz 2015 tarihlerinde Lüksemburg’da gerçekleştirildi.

    Avrupa Birliğine üye ülkeler ile aday ülkelerin bakanları veya üst düzey yöneticileri tarafından katılım sağlanan toplantının ilk günü, Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilmesi beklenen 2015 Sonrası Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve iklim finansmanına ilişkin görüşmeler yapıldı.

    Toplantının ikinci günü ise iklim değişikliği müzakereleri görüşülmüş olup bu bölüm aday ülkelere kapalı olarak gerçekleştirildi.

    İklim Değişikliği Başmüzakerecesi Birpınar, 2015 Sonrası Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ilişkin olarak hedeflerin önümüzdeki on beş yılın en önemli sorunları ile bunlara yönelik çözüm önerilerini ortaya koyması gerektiğini, karar vericilerin bu konuyu sahiplenmesinin çok önemli olduğunu, devlet-dışı aktörlerle işbirliği ve eşgüdümün başarıya ulaşmaya büyük katkı sağlayacağını, iklim değişikliği ile mücadelenin sürdürülebilir kalkınma yolunda fırsatlar bütününe dönüştürülebileceğini belirtti.

    İklim finansmanı oturumunda ise Birpınar, finansın yeni iklim rejiminde bir hedef değil bir araç olduğunu vurgulayarak bütün tarafların kendilerine düşen payı alabileceği bir sistem oluşturulması gerektiğini, bu sistemin Küresel Çevre Fonu gibi mevcut finans araçları üzerinde yapılandırılabileceğini, Yeşil İklim Fonunun gelişmekte olan ekonomilerin erişimine imkan verecek şekilde tasarlanması gerektiğini, azaltım ve uyum arasında finans dengesinin kurulmasının önemini ve Türkiye’nin G20 dönem başkanlığı döneminde iklim finansmanına ilişkin olarak da çalışmalar yapıldığını ifade etti.