Demo

Kategori: Bakanlık Duyurular

  • Bakan Sarı; 5 bin kişiye “Çevre Görevlisi Vize Eğitimi” vereceğiz.

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı “Bin kişiye çevre görevlisi vize eğitimi verdik. 2016’da 5 Bin kişiye daha eğitim vereceğiz” dedi.

    Bakanlığın “Çevre Görevlisi, Çevre Yönetim Birimi ve Çevre Danışmanlık Firmaları Hakkında Yönetmelik” kapsamında üniversitelerin; çevre mühendisliği, fizik, kimya, biyoloji, biyokimya, jeoloji ve veteriner bölümlerinden mezun olanlara eğitim verdiğini belirten Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Aralık ayında Ankara’da toplam bin kişiye “Çevre Görevlisi Vize Eğitimi” verdiklerini ifade etti.

    Eğitimlere; Ankara, İzmir, Kocaeli, Diyarbakır, Erzurum, Tekirdağ, Batman ve Şırnak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri ile Bakanlık uzman ekiplerinin katıldığını bildiren Bakan Sarı, “Mevzuat hakkında katılımcılara detaylı bilgi verildi. Çevre görevlilerin sahada karşılaştığı sorunlara çözüm üretilmesi hedeflendi. Eğitimler sonucunda katılımcılara sertifika verildi ” dedi.

    Bakan Sarı Çevre Görevlilerinin; “sanayicilerimizin, çevre mevzuatı ile ilgili yükümlülüklerini tam ve zamanında yapmalarını sağlamak, faaliyetleri sonucu çevre kirliliğine neden olacak veya çevreye zarar verecek kurum, kuruluş ve işletmelerin çevre kirliliği oluşturmadan önce gerekli olan önlemleri almalarının temin edilmesini ve dolayısıyla çevrenin korunmasına katkı sağlamak, işletme sahibi ve çalışanlarının çevre mevzuatı konusundaki eğitim ihtiyaçlarının karşılanması ve çevre bilincinin arttırılmasını sağlamak ve yatırım ortamının iyileştirilmesi amacına yönelik olarak, işletmelerin çevre mevzuatı gereği yapmaları gereken iş ve işlemlerin hızlandırılmasını sağlamakla yükümlü olduğunu” belirtti.

    Bakan Sarı sözlerine şöyle devam etti: “Tesislere yönelik denetimleri arttırmak için eğitimlere devam edeceğiz. Şu an bin kişiye eğitim verdik. 2016’da 5 bin kişiye daha eğitim vereceğiz. Yine yeni belge alacak Çevre görevlilerine yönelik eğitimlerimiz devam edecek olup, çevre görevlisi sayısını olabildiğince artıracağız ve yeni istihdamlar sağlamış olacağız.”

    Kaynak

    http://www.csb.gov.tr

  • Türkiye ile Katar Arasında Stratejik İmza

    Türkiye ile Katar arasında Çevre Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı, Katar’ın Doha kentinde imzalandı. İmza töreni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı ve Katar Çevre Bakanı Ahmed Bin Amir El Himeydi’nin katılımıyla gerçekleştirildi.

    İKİ ÜLKE ARASI ÇEVRESEL İŞBİRLİĞİ

    Türkiye Katar Yüksek Stratejik Komite Birinci Toplantısı kapsamında imzalanan mutabakat zaptında özellikle iklim değişikliği ve atık yönetiminden kaynaklı sorunların çözümüne yönelik çalışmaları yapmak üzere iki ülke arasında anlaşma sağlandı. Deniz çevresinin kirlilikten korunması için gerçekleştirilecek faaliyetler ve hava kalite yönetiminin sağlanmasına da yer veren mutabakat zaptında, çevre yönetimi, temiz üretim ve sürdürülebilir tüketim, çevresel uygunluk zinciri, korunan alanlar, çevre bilgi sistemleri ve çevre eğitimi konuları da yer alıyor. Mutabakat kapsamında iki ülke arasında gerçekleştirilecek eğitim programları, toplantılar ve teknik ziyaretler, proje geliştirme ve uzmanlık belgelerinin değişimi konularında da anlaşma sağlandı. İmzalanan mutabakat zaptıyla birlikte iki ülke arası çevresel iş birliği faaliyetlerinin etkili bir şekilde uygulanması için taraflarca Ortak Komite kurulacak.

    “BÖLGENİN İKİ İSTİKRAR ADASI”

    Düzenlenen imza töreninde konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı konuşmasına Yüksek Stratejik Komite Toplantısı nedeniyle Katar’da olmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek başladı. Türkiye ve Katar’ın kardeş iki ülke olduğunu ifade eden Sarı, iki ülke arasındaki köklü ilişkilerin imzalanan çevresel işbirliği mutabakatıyla daha da güçlendiğini vurguladı. Türkiye ve Katar’ın iki istikrar adası olarak birlikte yükseldiğini kaydeden Bakan Sarı konuşmasına şöyle devam etti:

    Türkiye ve Katar arasındaki; gücünü ortak tarihimizden alan köklü ilişkilerimizde halkımızın karşılıklı olarak birbirlerine duyduğu yakınlık bizleri ziyadesiyle memnun etmektedir. Türkiye-Katar ilişkileri son yıllarda kurulan ortak siyasi irade ile yüksek bir düzeye ulaşmıştır. Bu ziyaret sırasında atacağımız yeni adımlarla ikili ilişkileri daha da kuvvetlendireceğimize inanıyorum İlişkilerimizin siyasi düzeyde olduğu kadar; kültür, ekonomi ve çevre alanlarında da gelişmesi adına gösterdiğimiz ortak gayret bizleri memnun etmektedir.

  • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda Devir Teslim Töreni Gerçekleşti

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda devir teslim töreni gerçekleştirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına atanan Fatma Güldemet Sarı, görevi İdris Güllüce’den devraldı.

    Bakanlıktaki devir teslim töreninde konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Bunun bir bayrak yarışı olduğunu ve bayrağı devraldıklarını söyledi.

    Bakan Sarı, çok güzel bir kadronun iş başına geldiğine dikkat çekerek, “Allah utandırmasın” dedi ve konuşmasına şöyle devam etti:

    “Sayın Bakanımın bize emanet ettiği projelerin devam etmesi ve daha güzel projelere imza atma noktasında bu bayrağı taşıyacağız. Biz de görev süremiz dolduğu zaman bu emaneti bizden sonra gelecek olan arkadaşlara devredeceğiz. Bu kutsal bir emanettir. Görevimizin ve sorumluluğumuzun bilincindeyiz. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanımızın bize emanet ettiği bu görevi en iyi şekilde, layıkıyla yerine getiririz.”

    Bakanlıkta çalışanlara da ‘hayırlı olsun’ temennisinde bulunan Bakan Sarı, “Hedefimiz 2023. Türkiye’yi daha güzel günlere taşımak için çok çalışmamız gerekiyor. 1 Kasım seçimleri bize çok büyük sorumluluk ve görev yükledi, bunun bilincindeyiz. Bu görevi layıkıyla yerine getirmek için elimizden gelen çalışmayı yapacağız” diye konuştu.

    Basın mensuplarının sorusu üzerine, kabinede iki kadın bakanın görev almasına ilişkin değerlendirmede bulunan Bakan Fatma Güldemet Sarı, şunları kaydetti:

    “Çok büyük gurur duyuyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız, bu görevi bizlere layık görmüş. Bütün milletvekillerimizi ve kadınlarımızı temsilen bu görevde elimden geleni yapacağım. Zaten biz ilk günden beri, 7 Haziran’dan beri kadınlar olarak, Meclis’teki AK Partili kadınlar olarak beraber hareket etme noktasında bir karar almıştık. Bundan sonra da bu Bakanlık hepimizin Bakanlığı.”

    Bakan Sarı, “Çevre ve şehircilik anlamında elimizden gelen en güzel hizmeti yapmaya çalışacağız. Çok güzel kadrolarımız var. Hükümetimiz de çok güzel kadrolardan oluşuyor. Hep beraber Türkiyemiz için, memleketimiz için çok güzel hizmetler vermek üzere yola çıktık” dedi.

  • Gürültü Kirliliğine Geçit Yok

    18 Kasım 2015 tarihli Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinin Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile;

    1.    Özellikle mahalle aralarında yapılan düğünler ile asker uğurlamalarının merkezden denetimi yerine Kabahatler Kanunu kapsamında mahallinde ve kısa sürede gereğinin zabıta veya polis tarafından yapılmasına olanak sağlanmıştır.

    2.    4 Haziran 2010 tarihli Yönetmelikte havaalanlarına inen uçakların gürültü tazminatı belirleme esasları zaten Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının uhdesinde idi. Ayrıca, havaalanlarımıza inen uçakların sertifikalı olması nedeniyle bu madde uygulanamayan bir madde olmuş, bu nedenle bu konu Yönetmelikten çıkarılarak tamamen ilgili Bakanlığa bırakılmıştır.

    3.    Konut ve öğrenci yurtları çok hassas kullanımlara alınarak, Yönetmelik genelinde getirilen yasaklama ve saat sınırlamaları ile gürültüden korunmaları sağlanmıştır.

    4.    İnsanların uyku zaman dilimlerinde rahatsız olmaması için, çok hassas kullanımların bulunduğu (konut, hastane ve okullar gibi) alanlarda konser, gösteri, miting, festival gibi açık hava faaliyetleri 24:00-07:00 saatleri arasında yapılması yasaklanmıştır.

    5.    Konut, okul ve hastane gibi çok hassas ve hassas kullanımların bulunduğu yerlerde eğlence maksadıyla patlayıcı, maytap, havai fişek ve benzeri şeyleri kullanmak, tamamen yasaklanmıştır. Ancak, halkın birlikte kutladığı ve birlik olduğu dini ve milli bayramlar, yerel milli günler ve il genelinde yapılan festival gibi büyük kutlamalar kapsam dışı bırakılmıştır.

    6.    İllerimizin gürültü haritaları ve eylem planlarının hazırlanmasına yönelik Bakanlığımız ve Belediyelerimizin çalışmaları dikkate alınarak uygulama takvimi yeniden belirlenmiştir. Aralık 2015 tarihi itibari ile 23 ilimizin şehirleşmiş alanları için karayolu, demiryolu ve sanayi tesisleri için gürültü haritaları hazırlanmış olacaktır.

    7.    Özellikle yaz sezonunun başlaması ile birlikte gürültü şikayetlerinin arttığı eğlence yerleri “Canlı Müzik İzni” almadan hiçbir suretle müzik faaliyetini gerçekleştiremeyecektir

  • Çevre İzin /Çevre İzin ve Lisans Yenileme İşlemleri

    Ülkemizde daha önce çevreye kirletici etkisi bulunan faaliyet ve tesislerin ilgili yönetmelikler kapsamında almak zorunda oldukları deşarj izni, emisyon izni, gürültü izni, derin deniz deşarjı izni ile atık yönetimi konularındaki lisanslar yerine 01 Nisan 2010 tarihinden itibaren bütüncül yaklaşım stratejisi çerçevesinde tek bir çevre izni uygulaması hayata geçirilmiştir.

    Bu doğrultuda; Çevre Kanununa dayanılarak hazırlanarak, 29 Nisan 2009 tarih ve 27214 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01 Nisan 2010 tarihinde yürürlüğe giren Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılarak, 10.09.2014 tarihli ve 29115 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği 01 Kasım 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

    Yönetmelik kapsamında öncelikle bir ön izin anlamı taşıyan ve 1 Yıl süreli Geçici Faaliyet Belgesi düzenlenmekte ikinci aşmada ise başvurunun uygun bulunması durumunda 5 yıl süre geçerliliği bulunan çevre izin /çevre izin ve lisans belgesi düzenlenmektedir.

    Söz konusu Yönetmeliğin “Çevre İzin veya Çevre İzin ve Lisans Belgesinin geçerliliği ve yenilenmesi” başlıklı 11. Maddesinin 1. Fıkrasında “İşletmelere verilen çevre izni veya çevre izin ve lisans belgeleri beş yıl süre ile geçerlidir. İşletmeler belge geçerlilik süresinin sona ereceği tarihten en az 180 takvim günü önce başvuru yapmak ve beş yıllık süre dolmadan yeniden çevre izni veya çevre izin ve lisans belgesi almak zorundadır. Bu süreç çevre izni belgesi için her durumda, çevre izin ve lisansı belgesi için ise mevcut lisans konuları ile ilgili prosesinde ve çalışma koşullarında herhangi bir değişiklik olmaması durumunda, Geçici Faaliyet Belgesi(GFB) başvuru süreci uygulanmaksızın bu Yönetmeliğin 9 uncu maddesi kapsamında yürütülür.” hükmü yer almaktadır.

    Söz konusu Yönetmelik hükmü uyarınca, e-izin yazılım programı üzerinden süre kontrolü yapılarak, belge geçerlilik süresinin sona ereceği tarihten en az 180 takvim günü önce başvuru yapmayan işletmelerin “9 uncu madde kapsamında” belge yenileme başvurusu(çevre izin/çevre izin ve lisans) yapmasına izin verilmeyecek olup, bu durumdaki tüm işletmelerin faaliyette bulunabilmeleri için mevcut belgesinin geçerlilik tarihinden önce, GFB başvurusu aşamasından süreci yeniden başlatması ve faaliyetine devam edebilmesi için belge geçerlilik tarihi öncesinde GFB alması gerekecektir.

    Bu hususlar çerçevesinde, işletmelerin mevcut çevre izin/çevre izin ve lisans belgelerinin geçerlilik tarihleri dikkate alınarak, bahsi geçen en az 180 gün öncesi başvuru yapılması büyük önem arz etmektedir.

     

    27
  • Hava Alıcı Ortamında (İmisyon) Merkaptan Parametresinin Ölçülmesi ve Analizi Hakkında!

    Bilindiği üzere, SKHKK Yönetmeliği Ek-2 de yer alan Tablo 2.3 de; bazı sanayi tesisleri için uyulması gereken Hava Kalitesi Sınır Değerleri, UVS ve KVS olarak (Pasif ve Aktif ölçüm metoduna göre) ayrı ayrı verilmiştir. Merkaptan parametresi için de aktif ve pasif ölçüm metoduna göre sınır değerler bu tabloda yer almaktadır.

    Hava alıcı ortamında merkaptan ölçümlerinin sağlıklı olarak nasıl yapılabileceği konusunda Yetkili laboratuvarlar tarafından Genel Müdürlüğümüze ulaşan talepler çerçevesinde yapılan araştırmada; hava alıcı ortamında Merkaptanın en sağlıklı biçimde Aktif ölçüm metodu ile ölçülebileceği sonucuna varılmıştır.

    Bu çerçevede, SKHKK Yönetmeliği Ek-2 de yer alan Tablo 2.3 çerçevesinde yapılacak merkaptan ölçümlerinin TS 9628/ Aralık 1991 (Hava Kalitesi- Atmosferde Merkaptan Tayini) standardını veya uluslar arası kabul görmüş metotları sağlayacak şekilde örneklemesinin gerçekleştirilmesi ve analizinin yapılması gerekmektedir.

    Daha önceden bu kirleticinin analizi konusunda Bakanlığımızdan yetki alan laboratuvar bulunmadığından, Çevre Ölçüm ve Analiz laboratuvarları Yeterlik Yönetmeliği Madde 14 bent 3 de yer alan “Bakanlıkça daha önce yetkilendirilmemiş parametrede yapılan kapsam genişletme taleplerinde, akreditasyon ve yeterlik/karşılaştırma test sonuçları 1 yıl süre ile istenmez.”  hükmü geçerlidir.

    Bu konuda Aktif Metot ile ölçüm ve analiz yetkisi almak isteyen yetkili laboratuvarların, 4 ay içerinde Bakanlığımıza başvuru yapmaları durumunda Çevre Ölçüm ve Analiz laboratuvarları Yeterlik Yönetmeliği Madde 14 bent 3 de yer alan hüküm çerçevesinde değerlendirme yapılacaktır.

    İlgililere Önemle Duyurulur

     

  • Düzensiz Depolama Sahalarının Rehabilitasyonuna Yönelik Envanter Çalışmasının Hazırlanması Projesi Açılış Toplantısı yapıldı

    Bakanlığımız ile Yıldırım Beyazıt Üniversitesi arasında 05/10/2015 tarihinde imzalanan protokol çerçevesinde yürütülecek olan “Düzensiz Depolama Sahalarının Rehabilitasyonuna Yönelik Envanter Çalışmasının Hazırlanması Projesi” nin açılış toplantısı Sayın Müsteşarımız Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK’ün katılımlarıyla gerçekleştirildi.

    Toplantıya, Bakanlığımız, Kalkınma Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile Büyükşehir Belediyeleri katılım sağlamıştır. Sayın Müsteşarımız Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. M. Fatih UŞAN tarafından gerçekleştirilen açılış konuşmaları ile başlamış olup, proje koordinatörü Doç. Dr. Mehmet BARAN tarafından yapılan proje tanıtım sunumu ile devam ederek projenin değerlendirilmesi ile tamamlanmıştır.

    Sayın Müsteşarımız Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK konuşmasında, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile yürütülecek bu projeden büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, 1993 yılında İstanbul-Ümraniye-Hekimbaşı’nda atıkların kayması sonucunda 11 evin atık altında kaldığını, 39 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini ve bu tarihten itibaren düzensiz depolama sahalarının çevre ve insan sağlığına zarar vermemesi için rehabilite edilmesi gerektiği algısının arttığını, bu sahaların rehabilitasyonunun belediyelerin sorumluluğunda olduğunu ifade ederek, bu çalışmaların ülkemizde düzensiz depolama sahalarının rehabilitasyonuna ilişkin envanter hazırlamakla başlayacağına değinmiş olup projenin önemini vurgulamıştır. Ayrıca bu sahalardan kaynaklanan depo gazından enerji elde edilerek sera gazı azaltımına da katkı sağlanacağını, ülkemizde enerji elde edilen tesis sayısının bugün itibariyle 21’e ulaştığını ifade etmiştir. Ayrıca, düzenli depolama sahalarının biyoreaktör olarak işletilmesi ile yerel yönetimlerin daha kısa sürede depolama sahalarından elektrik enerjisi üretmelerinin mümkün olacağını vurgulayarak, sera gazı emisyon azaltımında atık sektörünün önemli bir paydaş olduğunu, 2030 senaryosuna göre ülkemiz atık sektöründe yaklaşık 10 milyon ton sera gazı azaltımı hedeflendiğine değinmiştir.
    Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. M. Fatih UŞAN konuşmasında, Bakanlığımız ile Üniversitelerinin bu proje içerisinde yer almaktan memnuniyet duyduklarını dile getirdi.

    Proje ile ülke genelinde düzensiz depolama sahalarına ait envanterin hazırlanması, düzensiz depolama sahalarının sayıları, koordinatları, depolanan atık türleri ve miktarları, kullanıldıkları süre, depo yüksekliği, arazinin mülkiyeti, alıcı ortam durumu gibi bilgilerin derlenmesi ve yazılım sisteminin oluşturulması sağlanacaktır. Projenin 2016 yılı sonunda tamamlanması planlanmaktadır.

  • Ambalaj Atıklarının Yönetimi Uygulamalı Eğitimi 12 – 14 Ekim 2015 tarihlerinde İzmir’de gerçekleştirildi.

    Ambalaj Atıklarının Yönetimi Uygulamalı Eğitimi İl Müdürlüklerimize Yönelik olarak 12 – 14 Ekim 2015 tarihleri arasında İzmir Çeşme’de gerçekleştirilmiştir. Açılış konuşmalarını Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Sn. Sebahattin DÖKMECİ ve İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Sn. Selahattin VARAN’ın gerçekleştirdiği programda, geliştirilme çalışmaları süren ve yakın zamanda uygulamaya geçmesi planlanan yeni ambalaj yazılımının tanıtılmasının yanı sıra, güncel ambalaj atık yönetimi uygulamaları hakkında da takdimler yapılarak İl Müdürlüklerimizin kapasitelerini geliştirilmesine katkı sağlanmıştır.

    Programda yapılan sunumlara ulaşmak için tıklayınız.

     

     

    18
  • Türkiye Küresel İklim Değişikliği ile Mücadelede 2030 Yol Haritasını Belirledi

    Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin başkanlık ettiği ‘İklim değişikliği ve Hava yönetimi Koordinasyon Kurulu’nda alınan karar çerçevesinde Türkiye, 2030 yılında %21’e kadar sera gazı emisyon azaltımı yapabileceğini Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine bildirdi.

    İklim değişikliği ile mücadele katkısını zamanında bildiren Türkiye’ye Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Genel Sekreteri teşekkür etti.

    Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Güllüce, Bu bildirimin İklim Değişikliği ile mücadele ve çevrenin korunması kapsamında ülke olarak her zaman üzerimize düşen görevi yapmaya hazır olduğumuzun göstergesi olduğunu ifade etti.

    Bakan Güllüce; İklim Değişikliği ile mücadele için ulusal katkının belirlenmesi çalışmasının 2 yıl sürdüğünü, bu süreçte tüm kurumların özveri ile yoğun bir şekilde çalışmaya katkı ve destek verdiklerinin altını çizdi.

    Ayrıca Türkiye’nin, 2020 sonrasına ilişkin yeni küresel iklim anlaşmasına kendi imkanları çerçevesinde katkı sağlamaya kararlı olduğunu dile getiren Bakan Güllüce; Türkiye’nin; Olağan Senaryoya göre 2030 yılında %21’e kadar sera gazı emisyon azaltımı yapabileceğini deklare etti.

    Bakan Güllüce açıklamalarına şöyle devam etti; Bu rakam, 2030 yılına kadar ülkemizin ekonomi genelinde tüm sektörlerde gerçekleştirdiği ve hedeflediği plan ve politikaların emisyon azaltım etkisini ortaya koymaktadır.

    Söz konusu ulusal katkı ekonomi genelinde, enerji üretimi, sanayi, tarım, atık, binalar, ulaştırma ve ormancılık sektörlerini kapsamaktadır.

    Olağan Senaryoda 2030 yılı itibariyle 1 milyar 175 milyon ton olarak öngörülen toplam sera gazı emisyonları, azaltım senaryosunda 929 milyon ton olacaktır ve bu azaltım %21 oranına tekabül etmektedir. Diğer bir ifadeyle, sadece 2030 yılında 246 milyon ton emisyon önlenmiş olacaktır.

    Ayrıca, 2012-2020 arası toplam 290 milyon ton, Uygulama Dönemi olan 2021 ila 2030 yılları arasında ise 1 milyar 630 milyon ton olmak üzere 2012-2030 arasında toplam 1 milyar 920 milyon ton emisyon önlenmiş olacaktır.

    2030 yılı itibari ile olağan senaryoya göre kişi başı emisyon değerimiz, 13.3 ton yerine 10.5 ton değerine düşecektir.

    Ülkemizin 2030 yılında erişeceği bu rakam, OECD ülkelerinin 2012 yılı ortalaması olan kişi başı 12,5 ton değerinin dahi altında kalmaktadır.

    Detaylı Bilgiye Ulaşmak İçin Tıklayınız…

    Ulusal Katkı Belgesinin İngilizcesi için tıklayınız.

    Ulusal Katkı Belgesinin Türkçesi için tıklayınız.