Demo

Blog

  • Jeotermal Enerji Santralleri Hidrojen Sülfür Parametresi KGS-2 ve YGT Ölçümleri Hakkında

    Jeotermal Enerji Santrallerinde, Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri Tebliği’ne göre  “Hidrojen Sülfür” parametresi (Hız ve Nem yardımcı parametreleriyle birlikte) kapsamında KGS-2 veya YGT ölçümlerinin yapılabilmesi için ilgili tesisler tarafından Bakanlığımızın MELBES (Merkezi Laboratuvar Bilgilendirme Sistemi) uygulaması üzerinden başvuru yapılması gerekmektedir.

    Söz konusu ölçümler, 25 Aralık 2013 tarih ve 28862 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevre Ölçüm ve Analiz Laboratuvarları Yeterlik Yönetmeliği”’nin 14. Maddesinde yer alan, “(4) Çevre mevzuatında yer alan ancak Bakanlıkça yetki verilmemiş parametrelerin bilimsel kurum/kuruluşlarca gerçekleştirilen ölçüm ve analiz sonuçları, Bakanlığın ilgili birimi tarafından değerlendirilir.” hükmü gereğince MELBES tarafından TÜBİTAK MAM’a atanarak TÜBİTAK MAM tarafından yapılacaktır.

    İlgililere Önemle Duyurulur!

     

    Kaynak : https://lab.csb.gov.tr/jeotermal-enerji-santralleri-hidrojen-sulfur-parametresi-kgs-2-ve-ygt-olcumleri-hakkinda-duyuru-451959

  • “2024 Yılı Ölçüm, Numune Alma ve Emisyon-İmisyon Raporlama Eğitimleri” Hakkında

    Bakanlığımızca, 25 Aralık 2013 tarih ve 28862 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevre Ölçüm ve Analiz Laboratuvarları Yeterlik Yönetmeliği” kapsamında, Çevre Ölçüm ve Analizleri Yeterlik Belgesi verilen Çevre Laboratuvarları personeline ve bu alanda çalışmak isteyen katılımcılara aşağıdan belirtilen eğitimler , 01.09.2024 – 20.09.2024 tarihleri arasında online/uzaktan eğitim şeklinde gerçekleştirilecektir.
    ?    Su ve Atık Sudan Numune Alma Eğitimi
    ?    Arıtma Çamuru, Toprak, Katı Atık, Atık Yağlar ve İzolasyon Sıvılarından Numune Alma Eğitimi
    ?    Emisyon İmisyon Ölçümleri, Ölçüm ve Numune Alma Eğitimi
    ?    Emisyon İmisyon Ölçümleri, Raporlama Personeli Eğitimi
    Söz konusu eğitimlerin başvuruları https://akademi.csb.gov.tr/ üzerinden yapılacaktır. Başvuru ile ilgili duyuru detayları https://egitimdb.csb.gov.tr/ced-laboratuvar-egitim-takvimi-hk.-duyuru-451706 internet adresinde yer almaktadır.
    İlgililere önemle duyurulur.

     

    Kaynak : “2024 Yılı Ölçüm, Numune Alma ve Emisyon-İmisyon Raporlama Eğitimleri” Hakkında (csb.gov.tr)

  • KLOR GAZI

    Klor gazı, özellikle su arıtma ve dezenfeksiyon işlemlerinde yaygın olarak kullanılır. Ancak, doğru kullanılmadığında ciddi sağlık ve çevresel zararlar da doğurabilir.

    Klor gazı (Cl2), genellikle elektroliz yoluyla elde edilir. Bu işlemde, sodyum klorür (NaCl) çözeltisi elektrolize edilerek klor gazı, sodyum hidroksit (NaOH) ve hidrojen gazı (H2) üretilir. Bu işlem, tuzlu suyun elektrik akımı ile ayrışmasını içerir ve endüstriyel ölçekte klor gazı üretiminin en yaygın yöntemidir.

    Klor Gazının Faydaları

       1.Su Arıtma: Klor, suyun dezenfeksiyonu için yaygın olarak kullanılır. İçme suyu ve havuz sularının klorlanması, bakteri ve virüsleri öldürerek suyun güvenli hale gelmesini sağlar.

       2. Sanitasyon ve Hijyen: Klor, çeşitli temizlik ürünlerinde ve dezenfektanlarda aktif bileşen olarak kullanılır. Yüzeylerdeki patojenlerin yok edilmesine yardımcı olur.

       3. Endüstriyel Kullanımlar: Klor, polivinil klorür (PVC) ve diğer plastiklerin üretiminde önemli bir hammaddedir. Ayrıca, kağıt ve tekstil endüstrilerinde beyazlatma işlemlerinde kullanılır.

    Klor Gazının Zararları

    1. Sağlık Üzerindeki Etkiler: Klor gazı solunduğunda, solunum yollarını tahriş edebilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Yüksek dozda klor gazına maruz kalmak, akciğer hasarına ve ölüme neden olabilir. Ayrıca, gözlerde ve ciltte ciddi tahrişlere yol açabilir.
    2. Çevresel Etkiler: Klor, su ekosistemlerinde toksik etki yapabilir ve su canlılarını olumsuz etkileyebilir. Klorlu bileşiklerin çevreye salınımı, biyolojik çeşitliliği tehlikeye atabilir.
    3. Kimyasal Reaksiyonlar: Klor, organik maddelerle reaksiyona girerek toksik ve kanserojen bileşikler olan trihalometanları (THM) oluşturabilir. Bu bileşikler, içme suyunda bulunabilir ve uzun vadede sağlık risklerine neden olabilir.

    Klor gazı, su arıtma ve dezenfeksiyon işlemlerinde büyük faydalar sağlasa da, dikkatli ve kontrollü kullanımı önemlidir. Sağlık ve çevre üzerindeki potansiyel zararları göz önünde bulundurularak, klor gazının kullanımı ve depolanması sırasında gerekli önlemler alınmalıdır. Klor gazının doğru kullanımı, toplum sağlığı ve çevrenin korunması açısından hayati öneme sahiptir.

    Feyza YALÇIN

    Kimyager

    KAYNAKLAR

    https://www.epa.gov/

    https://www.cdc.gov/

    https://www.who.int/

  • ÇEVRESEL ÜRÜN BEYANI (EPD): SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRÜNLERİN ŞEFFAFLIĞI

    Çevresel Ürün Beyanı (Environmental Product Declaration, EPD), bir ürünün yaşam döngüsü boyunca çevresel etkilerini detaylı bir şekilde ortaya koyan bir belgedir. Bu beyan, uluslararası standartlara (ISO 14025, EN 15804) uygun olarak hazırlanır ve ürünün ham madde temininden, üretimine, kullanımına ve nihai bertarafına kadar olan tüm süreçlerini kapsar.

     

    Günümüzde sürdürülebilirlik, birçok sektörde temel bir gereklilik haline geldi. Şirketler, çevresel etkilerini minimize etmek ve sürdürülebilir uygulamalarla tüketici güvenini kazanmak için çeşitli yöntemler kullanıyor. Bu yöntemlerden biri de Çevresel Ürün Beyanı (EPD) hazırlamaktır. Peki, EPD nedir ve neden önemlidir? İşte bu konudaki merak edilenler.

     

    EPD’nin İçeriği

    Bir EPD belgesi genellikle şu bilgileri içerir:

    • Ürün Tanımı ve Teknik Özellikler: Ürünün ne olduğu, nasıl kullanıldığı ve teknik detayları.
    • Yaşam Döngüsü Aşamaları: Ürünün yaşam döngüsünün her aşaması ve bu aşamalardaki çevresel etkiler.
    • Çevresel Etkiler: Karbon ayak izi, su tüketimi, enerji kullanımı gibi çevresel etkiler.
    • Kaynak Tüketimi ve Emisyonlar: Kullanılan kaynaklar ve ortaya çıkan emisyonlar.
    • Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm Bilgileri: Ürünün atık yönetimi ve geri dönüşüm süreçleri.

    EPD’nin Önemi

    1. Şeffaflık ve Güvenilirlik: EPD, ürünlerin çevresel etkilerini şeffaf bir şekilde ortaya koyar, bu da tüketicilere güven verir.
    2. Sürdürülebilirlik Hedefleri: Şirketler, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için EPD’leri kullanabilirler. EPD, çevresel performansı iyileştirmek için önemli veriler sunar.
    3. Yeşil Bina Sertifikasyonları: LEED, BREEAM gibi yeşil bina sertifikasyon sistemleri için EPD’ler önemli bir gerekliliktir. Bu belgeler, binaların çevresel performansını artırmak için kullanılır.
    4. Pazar Rekabeti: Sürdürülebilir ürünler, tüketici tercihinde önemli bir rol oynar. EPD’ler, şirketlerin pazarda rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olur.

    EPD Hazırlama Süreci

    EPD hazırlama süreci, birkaç adımdan oluşur:

    1. Veri Toplama: Ürünün yaşam döngüsü boyunca kullanılan ham maddeler, enerji tüketimi, emisyonlar ve atıklar hakkında veri toplanır .
    2. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA): Toplanan veriler, yaşam döngüsü değerlendirmesi yöntemiyle analiz edilir .
    3. EPD Belgesi Hazırlama: LCA sonuçlarına dayanarak EPD belgesi hazırlanır ve doğrulama için bağımsız bir üçüncü taraf kuruluşuna sunulur .
    4. Doğrulama ve Yayınlama: Bağımsız kuruluş, EPD’yi doğrular ve belge yayınlanır .

    Çevresel Ürün Beyanı, sürdürülebilirlik yolunda atılan önemli bir adımdır. Hem tüketiciler hem de şirketler için çevresel etkileri şeffaf bir şekilde ortaya koyan bu belgeler, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlar. Ürünlerin çevresel performansını anlamak ve iyileştirmek için EPD’leri kullanmak, daha yeşil ve sağlıklı bir dünya için atılacak önemli bir adımdır.

    Feyza YALÇIN

    Sosyolog/YESU

    KAYNAKLAR

    ISO 14025

    EN 15804

    https://eplca.jrc.ec.europa.eu/

    https://environdec.com/home

  • ASTM D 4490-23 Yeterlilik Testi Hakkında Duyuru

    05.07.2024
    ASTM D 4490-23 metodu kapsamında gerçekleştirilen anlık ve uzun vadeli gaz ölçümleri için laboratuvarların dış kalite kontrol faaliyetine (yeterlilik testi/laboratuvarlararası karşılaştırma testi) katılım zorunluluğu kaldırılmıştır.
    Laboratuvarların duyurunun yayımlandığı tarih önesindeki ilgili faaliyetleri de bu duyuru çerçevesinde değerlendirilecektir.

  • YEŞİL KORİDOR

    Yeşil koridorlar, şehirlerdeki yeşil alanları birbirine bağlayan, genellikle parklar, bahçeler, ormanlık alanlar ve su yolları gibi doğal yaşam alanlarından oluşan ağlardır. Bu koridorlar, hem insanlar hem de yaban hayatı için sürdürülebilir yaşam alanları yaratmayı amaçlar. Doğayla iç içe yaşamı destekleyerek şehirlerdeki yaşam kalitesini artırır.

    Yeşil koridorlar, hava kirliliğini azaltarak şehirlerdeki hava kalitesini iyileştirir. Bitkiler, havadaki zararlı maddeleri emerek temiz hava üretir. Bu durum, özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlar için büyük bir sağlık avantajı sağlar.

    Yeşil alanlar, karbon dioksiti emerek sera gazı etkilerini azaltır. Bu koridorlar, küresel ısınmanın etkilerini hafifletmek için önemli bir rol oynar. Ağaçlar ve bitkiler, karbon depolayarak atmosferdeki sera gazı seviyelerini düşürür.

    Yeşil koridorlar, çeşitli bitki ve hayvan türleri için yaşam alanları sağlar. Bu alanlar, biyoçeşitliliği artırarak ekosistemlerin dengesini korur. Farklı türlerin bir arada yaşaması, ekolojik dengeyi destekler ve doğal yaşamın sürekliliğini sağlar. Ayrıca şehirlerin iklim değişikliğine karşı daha dayanıklı hale gelmesine yardımcı olur.

    Yeşil alanlar, aşırı sıcaklıkları düzenler, yağmur suyu yönetimini iyileştirir ve doğal afetlere karşı koruma sağlar. Bu alanlar, şehirlerin iklim değişikliği etkilerine karşı daha dirençli olmasına katkıda bulunur. Ayrıca insanların stres seviyelerini azaltır ve genel ruh halini iyileştirir. Doğayla iç içe olmak, fiziksel aktiviteyi teşvik eder ve sosyal etkileşimleri artırır. Bu durum, topluluk bağlarını güçlendirir ve şehir yaşamının olumsuz etkilerini azaltır.

    Yeşil Koridor Uygulamalarına Örnekler

    High Line Parkı, New York City

    Eski bir demiryolu hattının yeşil bir koridora dönüştürüldüğü High Line Parkı, New York City’deki en ünlü yeşil koridor örneklerinden biridir. Park, hem turistler hem de yerel halk için popüler bir destinasyon haline gelmiştir. Yürüyüş yolları, oturma alanları ve çeşitli bitki örtüsü ile High Line, şehir yaşamına doğayı entegre etmenin harika bir örneğidir.

    Cheonggyecheon Nehri, Seul

    Seul’de bulunan Cheonggyecheon Nehri, şehir merkezinde yer alan ve eski bir otoyolun   kaldırılmasıyla oluşturulan bir yeşil koridor uygulamasıdır. Nehir ve çevresindeki yeşil alanlar, şehir halkı için dinlenme ve rekreasyon alanı sağlar. Proje, aynı zamanda bölgedeki hava kalitesini ve su yönetimini iyileştirmiştir.

    Vancouver Yeşil Şeritleri

     Kanada’nın Vancouver şehri, çeşitli parklar ve bahçelerle birbirine bağlanan geniş bir yeşil koridor ağına sahiptir. Bu yeşil şeritler, bisiklet ve yürüyüş yolları ile halkın kullanımına sunulmuştur. Vancouver, yeşil alanların korunması ve genişletilmesi konusunda dünya çapında örnek şehirlerden biridir.

    Yeşil koridor uygulamaları, şehirlerde sürdürülebilir ve sağlıklı yaşam alanları yaratmak için büyük bir öneme sahiptir. Hava kalitesinin iyileştirilmesi, sera gazı emisyonlarının azaltılması, biyoçeşitliliğin artırılması, iklim dayanımının desteklenmesi ve sosyal faydalar gibi birçok avantajı vardır. New York’taki High Line Parkı, Seul’deki Cheonggyecheon Nehri ve Vancouver’daki yeşil şeritler gibi örnekler, yeşil koridorların şehir yaşamını nasıl dönüştürebileceğini göstermektedir. Gelecekte daha fazla şehir, yeşil koridor projeleri ile doğayı şehir yaşamına entegre ederek sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşabilir.

    Yeşil koridorlar, sadece çevresel faydalar sağlamakla kalmaz, aynı zamanda insan sağlığı ve refahı için de önemli katkılar sunar. Bu nedenle, şehir planlamasında yeşil koridorların önemi ve uygulanabilirliği her geçen gün daha da artmaktadır.

    Feyza YALÇIN

    Sosyolog/YESU

    KAYNAKLAR

    https://en.eurovelo.com/

    https://www.landschaftspark.de/

    https://environment.ec.europa.eu/

  • YEŞİL BİNA UYGULAMALARININ ÖNEMİ

    YEŞİL BİNA UYGULAMALARININ ÖNEMİ

    Yeşil bina uygulamaları, gelecekte birçok açıdan büyük bir öneme sahip olacak. İşte bu önemin nedenleri:

    1. Çevresel Sürdürülebilirlik: Yeşil binalar, enerji tüketimini ve karbon ayak izini azaltarak çevre üzerindeki olumsuz etkileri minimize eder. Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimli
    2. sistemler ve sürdürülebilir malzemeler kullanarak, doğal kaynakların tükenmesini yavaşlatır ve iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunur.
    3. Ekonomik Tasarruf: Enerji verimliliği ve su tasarrufu sağlayan yeşil bina teknolojileri, uzun vadede işletme maliyetlerini düşürür. Bu tasarruflar, hem bireysel mülk sahiplerine hem de işletmelere ekonomik avantajlar sunar.
    4. Sağlık ve Konfor: Yeşil binalar, iç mekân hava kalitesini artırarak ve doğal ışığı optimize ederek bina sakinlerinin sağlık ve konforunu iyileştirir. Bu, daha sağlıklı yaşam ve çalışma ortamları yaratır, dolayısıyla verimliliği artırır.
    5. Yasal ve Düzenleyici Uyum: Birçok ülke ve şehir, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik standartlarını karşılayan binalar inşa edilmesini zorunlu kılan düzenlemeler getiriyor. Gelecekte, bu tür düzenlemelerin artması bekleniyor, bu yüzden yeşil bina uygulamaları yasal uyum açısından da önem kazanacak.
    6. Pazarlama ve Rekabet Avantajı: Yeşil bina sertifikalarına (LEED, BREEAM, vb.) sahip olmak, bir mülkün veya işletmenin pazarlama değerini artırabilir. Çevre bilincine sahip tüketiciler ve kiracılar, sürdürülebilirlik standartlarını karşılayan binaları tercih etme eğilimindedir.
    7. İklim Değişikliği ile Mücadele: Küresel iklim değişikliği ile mücadelede, enerji verimliliği ve sürdürülebilir uygulamalar kritik rol oynar. Yeşil binalar, şehirlerin ve ülkelerin karbon nötr hedeflerine ulaşmasına yardımcı olur.
    8. Yenilik ve Teknoloji Gelişimi: Yeşil bina uygulamaları, yeni teknolojilerin ve yeniliklerin geliştirilmesini teşvik eder. Bu, inşaat ve mühendislik sektörlerinde Ar-Ge faaliyetlerini ve yenilikçi çözümleri destekler.

    Gelecekte, yeşil bina uygulamalarının önemi, sürdürülebilirlik ve çevresel sorumluluk konularının artan farkındalığı ile daha da artacak. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde, yeşil bina teknolojilerine yatırım yapmak, daha sürdürülebilir ve yaşanabilir bir gelecek için kritik bir adım olacaktır.

    Feyza YALÇIN

    Sosyolog/YESU

    KAYNAKLAR

    USGBC

    WorldGBC

    EPA – Green Building

  • YT Organizasyonu 2024/atıkta BTEX atık su da ÇKM

    Sayın Yetkili,

    2024 yılı YT organizasyonu kapsamında; Çevre Referans Laboratuvarı – TÜÇEV – İZAYDAŞ arasında 20.09.2022 tarihinde imzalanan protokol çerçevesinde, Bakanlıkça yetkili Laboratuvarların Madde 35 uzaktan denetim amaçlı İZAYDAŞ ile birlikte koordine edilecek olan TR 248 VE TR 249 turları için;

    Bu yıl ilk kez gerçekleşecek olan atık su da TR 249 Çökebilen Katı Madde turuna tüm katılımcıların katılımı zorunlu olup ; TR 248 turuna ise sadece daha önceden düzenlenen TR 217 atıkta BTEX turunda Z/Z’ skoru uygun olmayan katılımcıların katılmaları zorunludur.

    Gerçekleşen Turlarda değerlendirme;

    Madde 35 (2) Bakanlıkça düzenlenen veya katılması zorunlu tutulan yeterlik/karşılaştırma testinde, test sonucu kabul edilebilir sınırların dışında olan laboratuvar, altı ay süre içerisinde ikinci kez yeterlik/karşılaştırma testine katılım sağlar. Sonuçların ikinci kez de kabul edilebilir sınırların dışında çıkması halinde, altı ay süre içerisinde üçüncü kez yeterlik/karşılaştırma testine katılım sağlanır. Bu süreç sonunda olumlu sonuç alamayan laboratuvarların kapsam veya parametreleri Bakanlıkça askıya alınır katılmakla zorunludur.” hükmü gereği uygulanacaktır. Başarısız olan laboratuvarca, 3. Kez katılımların ilgili turların rapor tarihinden itibaren 6 aylık zaman diliminde gönderilmesi gerekmektedir, bu kapsamda ayrıca duyuru yayımlanmayacaktır.

    Söz konusu Yeterlilik Test turuna dair süreç ile yeterlilik test ücretleri, tur tarihi ve başvuru koşulları Yeterlilik Test Organizatörü İZAYDAŞ tarafından hazırlanan programda detaylandırılmıştır.

    İlgi laboratuvarların dikkatine

     

    Kaynak : https://lab.csb.gov.tr/yt-organizasyonu-2024-atikta-btex-atik-su-da-ckm-duyuru-450867

  • TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLAMA STANDARTLARI (TSRS)

    Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standardı adıyla yayımlanan standartları ifade eder.

    04/06/2022 tarihli ve 31856 sayılı Resmî Gazete’de 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 88’inci maddesinde yapılan değişiklikle ‘Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, belirlediği işletmeler ve kuruluşlar için uygulamada birliği ve sürdürülebilirliğe ilişkin raporlamaların uluslararası alanda geçerliliğini sağlamak amacıyla uluslararası standartlarla uyumlu olacak şekilde Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirlemeye ve yayımlamaya yetkilidir. Belirli alanları düzenlemek ve denetlemek üzere kanunla kurulan kurum ve kurullar, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına uygun olmak şartıyla, kendi alanları için geçerli olacak standartlarla ilgili olarak ayrıntıya ilişkin düzenlemeler yapabilir’ fıkrası eklenerek, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarının (TSRS) uluslararası standartlarla uyumlu olacak şekilde belirlenmesi ve yayımlanması yetkisi Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’na verilmiştir.

    Kurum ise Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarının uluslararası dayanağı olarak Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Vakfı (IFRS) bünyesinde oluşturulan Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından yayımlanan uluslararası standartları benimseme kararı almıştır.

    Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ve TSRS’lerin Uygulama Kapsamı 29.12.2023 tarih 32414 Karar ile Resmî Gazetede Yayımlanmıştır. Standart 1 Ocak 2024 itibariyle yürürlüğe girmiştir.

    ISSB tarafından yayınlanmış TSRS1 ve TSRS2 olmak üzere iki adet standart mevcuttur. TSRS1; Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümleri içerir ve amacı da bir işletmenin -genel amaçlı finansal raporların asli kullanıcıları açısından işletmeye kaynak sağlama kararı verirken faydalı olacak- sürdürülebilirlikle ilgili risklerine ve fırsatlarına ilişkin bilgileri açıklamasını zorunlu kılmaktır. TSRS2; İklimle İlgili Açıklamaları içerir ve amacı da söz konusu kullanıcıların iklimle ilgili risk ve fırsatlara ilişkin bilgileri açıklamasını sağlamaktır.

    Kurum büyük işletmeler öncülüğünde başlanarak yapılacak sürdürülebilirlik raporlamasıyla birlikte uluslararası yatırım kararlarında tercih edilen ülke olmak ve yeşil finansmana erişim başta olmak üzere küresel sermaye tahsisinde, elde edilecek rekabet gücüyle yakın gelecekte ekonomi alanında dünyanın sayılı ülkelerden birisi olma potansiyelini hayata geçirmek amacıyla TSRS’lerin uygulama kapsamına ilişkin Kurul Kararı almıştır. Buna istinaden de belirlenen kapsamda yer alan ve Karar metnindeki eşik değerleri aşan işletmeler 01/01/2024 tarihinden itibaren sürdürülebilirlik raporlarını hazırlamakla mükellef tutulmuştur.

    İlgili fıkranın b bendinin (1) alt bendi dışında kalan kurum, kuruluş ve işletmelerden;

    − Aktif toplamı 500 Milyon Türk Lirası

    − Yıllık net satış hasılatı 1 Milyar Türk Lirası

    − Çalışan sayısı 250 kişi

    ölçütlerinden en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki raporlama döneminde aşan kurum, kuruluş ve işletmelerin sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanmasında TSRS’lerin uygulanmasına;

    1. a) 6362 sayılı Kanun uyarınca Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi şirketlerden;

    (1) Yatırım kuruluşları,

    (2) Kolektif yatırım kuruluşları,

    (3) Portföy yönetim şirketleri,

    (4) İpotek finansmanı kuruluşları,

    (5) Merkezi takas kuruluşları,

    (6) Merkezî saklama kuruluşları,

    (7) Veri depolama kuruluşları,

    (8) Sermaye piyasası araçları bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören veya işlem görmeleri amacıyla Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış geçerlilik süresi bulunan izahname veya ihraç belgesi bulunan anonim şirketler,

    (9) Bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem görmemekle birlikte halka arz edilmeksizin pay hariç sermaye piyasası aracı ihraç eden (ihraç ettikleri sermaye piyasası araçlarının itfa edildiği hesap döneminin sonuna kadar) veya bu amaçla Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış geçerlilik süresi bulunan ihraç belgesi olan anonim şirketler,

    1. b) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun düzenleme ve denetimine tabi işletmelerden;

    (1) Bankalar,

    (2) Derecelendirme kuruluşları,

    (3) Finansal holding şirketleri,

    (4) Finansal kiralama şirketleri,

    (5) Faktoring şirketleri,

    (6) Finansman şirketleri,

    (7) Varlık yönetim şirketleri,

    (8) Finansal holding şirketlerinde ve bankalarda 5411 sayılı Kanunda tanımlandığı şekliyle nitelikli paya sahip olan şirketler,

    (9) Tasarruf finansman şirketleri.

    1. c) 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile 28/3/2001 tarihli ve 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu kapsamında faaliyet göstermekte olan sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri.

    ç) Borsa İstanbul Piyasalarında faaliyet göstermesine izin verilen; yetkili müesseseler, kıymetli madenler aracı kurumları, kıymetli maden üretimi veya ticaretiyle iştigal eden şirketler.

    (2) Bu maddenin 1 inci fıkrasının b bendinin (1) alt bendinde yer alan bankalardan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bünyesinde yer alanlar dışındaki bankaların herhangi bir eşik değere tabi olmaksızın sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanmasında TSRS’lerin uygulanmasına,

    (3) Yukarıdaki kapsama dâhil olmayan kurum, kuruluş ve işletmelerin sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanmasında isteğe bağlı olarak TSRS’leri uygulayabileceğine,

    karar verilmiştir.

    Eşik değerlere tabi işletmeler, bu Kararda belirtilen üç ölçütten en az ikisinin eşik değerini art arda iki hesap döneminde aştığı takdirde müteakip hesap döneminden itibaren TSRS uygulama kapsamına tabi olur. Eşik değerleri aştığı için TSRS uygulama kapsamına tabi işletme, art arda iki hesap döneminde üç ölçütten en az ikisine ait eşik değerlerin altında kaldığı ya da bir hesap döneminde bu ölçütlerden en az ikisine ait eşik değerlerin yüzde yirmi veya daha fazla oranda altında kaldığı takdirde müteakip hesap döneminden itibaren TSRS uygulama kapsamından çıkar. Eşik değerlerin aşılıp aşılmadığının belirlenmesinde; aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı bakımından işletmenin tabi olduğu mevzuat uyarınca hazırlanmış olan son iki yıla ait finansal tablolar, çalışan sayısı bakımından ise son iki yıla ait ortalama çalışan sayısı esas alınır. Eşik değerlerin aşılıp aşılmadığının belirlenmesinde işletmeler bağlı ortaklık ve iştirakleriyle birlikte dikkate alınır. Bağlı ortaklıkları ve iştirakleri bulunan işletmelerde; aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı bakımından ana ortaklık ve bağlı ortaklığa ait finansal tablolarda yer alan kalemlerin toplamı (varsa grup içi işlemler yok edilir), çalışan sayısı bakımından ise ana ortaklık ve bağlı ortaklığın son iki yıla ait ortalama çalışan sayılarının toplamı dikkate alınır. İştirakler açısından, iştirake ait söz konusu kalemler işletmenin iştirakteki hissesi oranında dikkate alınır. Bu Kararın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu yetkilidir.

    Ayrıca geçici olarak; işletmelerin TSRS’leri uyguladığı ilk raporlama döneminde karşılaştırmalı bilgileri sunması zorunlu değildir ve işletmeler, TSRS’leri uyguladıkları ilk yıllık raporlama dönemine ilişkin sürdürülebilirlik raporlarını ilgili döneme ilişkin finansal raporlarını yayınladıktan sonra raporlayabilir.

    Bu geçiş muafiyetine ilişkin olarak işletmeler sürdürülebilirlik raporlarını;

    1. a) Ara dönem finansal rapor sunulması gerekiyorsa, ikinci çeyrek veya altı aylık ara dönem finansal raporla aynı tarihte,
    2. b) İhtiyari olarak ara dönem finansal raporlama yapılması durumunda, raporlama döneminin sonundan itibaren dokuz ayı geçmemek kaydıyla, ikinci çeyrek veya altı aylık ara dönem genel amaçlı finansal raporla aynı tarihte,
    3. c) Herhangi bir ara dönem finansal rapor sunulmaması durumunda, TSRS’lerin ilk kez uygulandığı yıllık raporlama döneminin sonundan itibaren dokuz ay içerisinde, raporlar.

    İşletmelerin, uygulama kapsamı çerçevesinde TSRS’leri uyguladıkları ilk iki yıllık raporlama dönemlerinde Kapsam 3 sera gazı emisyonlarını açıklamaları zorunlu değildir.

     

    Feyza YALÇIN

    Sosyolog/ YESU

    KAYNAKLAR

    https://www.resmigazete.gov.tr/

    https://www.kgk.gov.tr/

  • İSG-KATİP SON GÜNCELLEME HAKKINDA DUYURU

    Genel Müdürlüğümüzce yapılan geliştirme kapsamında, sözleşme güncelleme işlemlerinde işyerlerinin güncellemelere otomatik onay verilmesine bir kez izin vermesi halinde, yapılacak güncelleme işlemlerinde işyerinden tekrar onay alınmaması sağlanmıştır.

    Bu kapsamda, işyerleri İSG-KATİP’e giriş yaparak aşağıda belirtilen adımları izleyerek bahsi geçen işlemleri yapabilmektedir.

    1. İlgili işyerinin yetkilisi sisteme giriş yapar.
    2. Açılan ekranda KURUMSAL sekmesine tıklanır ve giriş yapılmak istenen SGK sicil numarası seçilir.
    3. Açılan ana sayfanın sol tarafındaki KİŞİ KURUM EKİPMAN KARTI menüsüne aşağıda belirtildiği şekilde giriş yapılır.

    1. Bu ekranda KURUMSAL İLETİŞİM VE İZİN İŞLEMLERİ sekmesine giriş yapılır.

    5. Açılan ekrandaki iletişim bilgileri ve otomatik onay izni alanı gerekli şekilde doldurularak TAMAMLA butonuna tıklanarak işlem tamamlanır.

    Kaynak : İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü | (csgb.gov.tr)